bugün

tek cümleyle özetlenebilecek parağrafların oluşturduğu edebiyattır.

çakma cezmi ersözler, iclal aydınlar, yerine göre ahmet altanlar...

hepimizin bildiği şeyleri farklı kelimeler kullanarak ya da aynı kelimeleri farklı şekillerde birleştirerek cümle kuran -ki biz buna liretatürde ağdalı cümle kurmak diyoruz- koltuk altlarından başlayıp, alında ve vücudun diğer kısımlarında ıslaklığa sebep olan bir anlatım şekli.

he kimisinin gözünü de ıslatır, yüreğini de burkar bu cümleler ama o anlatımın mükemmelliğinden değil kişinin bozuk psikolojisindendir.

ben üç (3) cümleden fazla dayanamıyorum, yaz günlerinde cümle sayısı eksilere düşebiliyor tabi.

"sen içimi kanırtırken (beni üzerken diyo) ben bohçasını çoktan alıp gitmiş yüreğimin senin yanındayken ne de istekli attığını zihnimde canlandırır(düşünür diyo) içimi bir kez daha kızıla boyardım (üzülürdüm diyo).

meal: sen beni terk ettiğin için ben çok üzüldüm.

ya tamam sanat yapacaksan yap da, seninkisi çok çakma duruyo be gülüm. 100 kişiye sorduk 100ü de bayık dedi.
"sanat entel görünmek içindir" diye düşünenlerin yaptığı sözde edebiyat.
Facebook'taki uyuşuk ve dinı ağırlıklı bir aşıklar sayfasından katmer katmer beğeni, satır satır yorum alan edebi (!) bir paylaşım.

- Canım artık ben bir erkek daha istiyorum, sıkıldım.

+ Ne diyosun sen Nalan? Telefonda çıldırtma beni.

- Artık bir erkeği daha kollarıma almak istiyorum, bunda ne kötülük var Necati?

+ Nalan beni çıldırtmaaaaaaa.

- Aşkım hemen kızma sen de seveceksin onu...

+ Hiyaaa öldürmeye geliyorum seni son sözünü söyle.

- Aşkım geceleri yatmadan önce bana senden sonra iyi geceler dileyen bir oğlum olsun istiyorum çok mu şey istiyorum?

+ Ayy tatlım yaa ben de ne sandım...olsun aşkım bu akşam olsun dediğir.