bugün

gardırobunda her biri bayramlık elbise görüntüsü taşıyan onlarca elbisesi olan biri ile giyecek bir ikinci elbisesi olmayan insanın arasındaki farkı gördükçe her şeyin acıyla karışık hüzne dönüşmesi. bir sürü kaliteli, yünlenmeyen ve de solmayan elbisesi olan insanın kendini her daim yenilemesi o kadardır kolay ki ...yalnız siz bunu asla bilemezsiniz canlarım. sizin giyecek bir ikinci elbiseniz bile yoktur belki. bu yüzden her yeni güne bir önceki günün hasarı, yaşanmışlığı ile başlarsınız. bu omuzlarınızın düşmesi demektir. günden güne yıpranan bir elbiseyi ne zamana kadar tek parça halinde tutacaksınız? ya o gururunuz, saklamaya çalıştığınız isyanınız? bunların ağırlığını daha ne zamana kadar taşıyabilirsiniz?

dünyada adil bir düzenin hüküm sürdüğü en ufak bir yönetim birimi yoktur, olamaz. hepimiz farklıyız ve yaşadıklarımız bu farklarımız aslında. ben de sizlerin dik yürüyebilmesini, indirimli toplu taşıma araçlarında sıkışmadan deniz havası almanızı, kapınızı çalacak birini tıpkı noel babayı bekleyen patlak gözlü ecnebi çocuğu gibi umutla ve sabırla beklemeyi bırakmanızı istiyorum . "bence inanırsak olur" demeyin lütfen , içim parçalanıyor sizin bu aşırı iyimserliğinizi gördükçe. bu drama dayanamıyorum, yüreğimi cız bız yapıyorlar. içimi öyle bir alev kaplıyor ki sanırsın bütün orta dünyayı yakıyorlar! bu dramın gelenekselleşmesi, yaraların bir türlü kapanmaması, sizin o imkansızlıklarla örülü hayatınızın hiçbir zaman iyiye gitmemesi...benim de bir kalbim var...unutmayın sadece fakirler ağlamıyor canlarım...