bugün

Brooklyn köprüsünde, bir bahar günü, kör bir adam dilencilik yapıyormuş.

Dizlerinin dibine bir tabela koymuş. Üzerinde DOĞUŞTAN KÖR yazılı imiş.
Herkes dilencinin önünden geçip gidiyormuş. Bir REKLÂMCI bunu görmüş.

Tabelayı almış, arkasına bir şeyler yazmış, olduğu yere tekrar bırakmış.

Ne olduysa ondan sonra olmuş..

Gelip geçen ve bu tabeladaki yeni yazıyı okuyan herkes, başlamış dilencinin önündeki şapkaya, habire para atmaya.

Bir cümle yetmiş, onca kişiyi etkilemeye ve dilencinin şapkasının kısa sürede ağzına kadar parayla dolup taşmasına...

Ne mi yazıyormuş?

GÜZEL BiR BAHAR GÜNÜ, AMA BEN BAHARI GÖREMiYORUM
baharın otobüse binip memleketine gitmesi ve oradan mesaj atmasıdır: ben indim.
1 ay ömrü kalmış kanserli gencin pencereden baktığında karlı bir şehir görmesi. belki nisanı göremeyecek. ama asıl yaşamak istedikleri bir sevgili, bir mutlu aile yuvası, babalık, orta yaşlılık, tatlı tartışmalar, bayram arefesinde ana babayı ziyaret için çoluk çocuk yolculuk, torunların ziyareti ile mutluluk... bahar, bunları simgelemekten başka ne işe yararsın. elbette senin de bir sonun var... künfeyekün!
baharı görmeden yaz geldi geçti şarkısını anımsatır, hayatı hep kış gibi yaşayanlar göremez belki baharı ayrıca benim gibi iflah olmaz pesimistlere göre bahar gelse bile güzel bir mayıs günü -ki mayıs ayına bayılırım yaz olmasın kış olmasın hep bahar hep mayıs olsun- havasız pis bir plazada ofise tıkılmış yapmacık iş arkadaşlarıyla çalışıyorsan o bahar tadına doyulmayan bir bahar olacaktır her zaman...