bugün

- baba gömleğim nasıl?
+ bu ne lan hippi misin sen?
- ne alakası var ya. dar kesim bu gayet güzel.
+ oğlum kaç yaşına geldin iş hayatındasın hala dar kesimden bahsediyosun. götü başı yırtık pantolon da giy bari.

görüldüğü gibi kendisi benim aldığım kıyafetleri pek beğenmediği için alışverişe beraber gideriz sağolsun. pazarlıkçı ve hafif fırlama olması çekilmez hale getirebiliyor bazen.

+ nasıl beğendin mi?
- baba bu dedemin evde giydiği gibi bir gömlek yav.
+ siktir lan sen ne anlarsın.

diyalogları geçtikten sonra onun istediği şeyler alınır ve tezgahtarla muhabbetleri başlar. önce emekliyimden girer. kesmediyse uzun uzun kafalama girişimleri. yine olmadıysa raconu keser poşetleri bırakır çıkarız. eğer çok beğendiyse çıkmak yok tabi.

bir keresinde söylediği parayı bıraktı çıktı. elimde poşetle kaldım. adam 20 lira daha istiyor. verdim adama 20 lirasını. gittim pederin yanına.

+ allah bilir 20 lira vermişsindir ona. sen salaksındır.
- yok be baba. kimin oğluyum ben.

doğruyu söyleme ihtimalim yoktu. duygularımla oynayıp beni bitirmesi ise bana bir mont beğenmesiyle yaşanmıştı. tezgahtarla sıkı sıkıya pazarlık başladı.

+ tamam hadi şu fiyat olur.
- yok abi imkan yok.
+ oğlum bu çocuk gariban. aldım getirdim alışverişe. ben okutuyorum onu. çocuğun montu yok adam gibi. yap bi güzellik.

şaka mı? babam istediği fiyata aldı. ama ben? ben n'olucam anasını satim. yavru kedi gibi kaldım oracıkta. hani haberim olsa neyse. doğaçlama takılıyor kendisi.

annemle pazara gitmeye razıyım. ama babamla alışverişe gitmek istemiyorum ya.
- nasıl baba?
- ne nasıl?
- eteğim nasıl?
- etek mi o? devamı nerde o nun? ben o nu kazağın sandım.
- ya baba moda şimdi bunlar. alalım nolurr???
- ben yaparım sana onun aynısından.

(bkz: annelerin ben onun aynisini sana yaparim demesi)

level 1...

**********
- üstündeki ne lan?
- gömlek!!
- pembe mi o?
- evet. toz pembe yakışmış di mi?
- he acayip, gay misin lan sen ipne?

level 2...

*************
- baba montum nasıl?
- bakayım! o mu? mont değil ki o. mo!
- eheheheh espri de yaparmış...
- yoo espri yapmadım. kalçalarını kapatsın kızım, üşürsün sen onla. hem büyüğünü al seneye de giyersin...

level 3...

değişmiyor işte bazı şeyler yıllar sonra da. evet.
anneyle alışveriş yapmaktan çok daha kısa süren alışveriştir.
Tek kelimeyle işkencedir.Hele alışveriş yapmaktan nefret eden bir baba ise sıkıcı bir durumdur.Genellikle mağazadan erken çıkmak için yakışmış mı sorusunda hiç tereddütsüz süper evladım cevabını verir.
(bkz: Baş a gelen çekilir)
sadece alışveriş özürlü olsa bi nebze idare edebilirdim onu. ama yüksek dozaj agresiflik de barındırıyor içinde.

buzdolabı araştırmaya çıktık beraber. girdik bi bayiiye. bakındık üç-beş modele. fiyatını sordu babam. "şu kadar onun fiyatı efendim."

"amma pahalıymış bu be, etmez bu kadar. kazıkçı herifler." satış elemanını muhatap almıyor tabi bunları söylerken. sesli düşünme tribi.

bir sonraki noktadayız. bu sefer agresivite yükseliyor.

"adi herifler, namussuzlar, bu fiyata buzdolabı mı olur lan? ne yapmaya çalışıyosunuz? araba mı alıyoruz ulan?" salyalar fışkırıyor ağzından. nasıl bir gerilim bu allahım..

babamın kolundan çekiştirerek "baba hadi gidelim, sakin ol nolur." diyorum.

bütün satış elemanları şaşkın, ben şaşkın...
alışverişi kısa kesmek zorunda olmaktır.
baba tarafından alınan herşeyin gereksiz görülmesine sebep.
-ne gerek var.
alışverişi işkenceye çeviren babadır. benim babam en azından böyle. o yüzden pek çıkmamayı tercih ediyorum kendisiyle alışverişe. şöyle ki;
- alacağı malın en ucuzu nerede ise onu bulana kadar bin yeri dolaşıp piyasa araştırması yapılıp, ayaklara kara suları indirmesi.
-bir kıyafet beğenirken "iki saat beğenemediniz hadi çabuk olun" nidalarını her zaman savurması. böylelikle keyifle alışverişin içine edilmesi.
-illa tartışma çıkması çarşı ya da alışveriş mağazasının ortasında bağarış çağırışların yaşanması. sağa sola rezil olmamız.
-eskiden beş beden kıyafetlerin alınıp yıllar boyunca aynı kıyafetlere mahkum kalmak.
tek iyi yanı ise indirim yaptırtması. gerçi biz de onu yapıyoruz ama neyse...
baba senle gelmedigi zaman bile seçeneklerini ksııtlar. takım elbise ihtiyacın vardır, seni tanıdık dükkana yönlendirir al ordan yazdır der, gidersin şehrin en rüküş mağazası en iğrenç modeller, alacan sike sike lazım.
istediğin hiçbirşey alamayacağın demektir.
(bkz: babayla alışverişte babayı almak)
para babadan çıkcağından dikkatli olunmalıdır ..sonra kasada aldığınız şeylerin geri bakılması gibi rezil bir duruma düşürülebilir..
(bkz: ev araba harici şeyler dışında babasız alışveriş)
anne gibi ık cık yapmaz, ne isterseniz onu tak diye alırsınız.
Ayda yılda bir kıyak yapar birlikte gidersiniz.

+ baba nasıl olmuş?
- oooooo tam gavata benzemişsin hayırlı olsun.
+ anlamadım?
- o yırtık kot ne pezevenk. Evladım bize cafcaflısından kumaş pantolon getir.
Sonu babayla oturup kahve ya da bira icerken anne ile kiz kardesi beklemeye cikar. Bizde boyle, dayanamiyoruz ikimiz de alisverise.
Hiç yaşamadığım sadece imrendiğim eylem. Güzeldir heralde.
Birbirinizin zevkine hitap etmiyorsanız yapılmaması gerekendir.
Zira sizin bedeninize uyar diye 15 beden büyük olarak aldırdığı şeyleri annenize buyukannenize falan hediye etmek zorunda kalabilirsiniz.
Kimesne ve babası,

K-aa baba bak ne güzel bir porselen takımı. Ne kadar zarif değil mi?
B-ne yapalım eşşekoğlueşşek, koca yok ki evlendirelim de çeyizine alalım. Hahahahaha
k-görürsün sen. anneeeeee, anneeeeee.
Bir dedigimi ikiletmez baba ile gidince onu aliyim bunu aliyim diyorum sesi çıkmaz al der baba ile güzel olabilir ama anne ile daha başkadır.
küçükkenden beri yaptığım şeydir kardeşlerim hep annemle gider bende babamla giderdim.babam her yere götürürdü beni beraber birsürü şey yaptık zamanında.şimdi meslektaş olmamız beki bundandır.babacığım elinden öpüyorum.:D
süper olandır. son alışverişin diyaloğunu olduğu gibi aktarıyorum.
iş çıkışını rast getirip eve beraber dönmeden önce tek bir kazak için girdiğimiz avm'de geçen diyaloglar
+tamam baba bu kazağı aldım ben eve geçelim mi?
-oğlum bak bu gömlek güzelmiş.
+tamam baba alalım.
-oğlum şu keten altına iyi gider.
+tamam baba onu da alalım.
-keten pantolon 2 tane olsun 1'i laci diğeri kahve.
-oğlum bi ceket dene istersen kombin eksik olmasın.
+yeterince ceketim var baba gerek yok.
-olsun oğlum bunlar yeni sezon modayı takip et biraz.
+tamam baba ceket te alalım.
-oğlum var mı başka eksiğin gediğin?
+yok baba allah razı olsun sağol.
-ayakkabı almadık daha ne eksiğim yok diyorsun. yürü alt katta ayakkabıcılar gidelim kendime de bişeyler bakim.
bugün şöyle bir olayla tövbe ettirmiştir, birebir anlatıyorum.

girdik bi mağazaya, epey kalabalık, gömlek bakıyoruz o ara telefonu çaldı babamın, küçük yeğen arıyor daha 3 4 yaşında anca var, açtı babam telefonu, diyalog aynen şöyle;

yeğen: aloooo.
babam: erkeğiiiim nasılsın?
y: iyiyiiiiim sen nasılsıın?
b: iyiyim erkeğim keman alayım mı sana?
y: aaaalllll!
b: bi kere dedecim dersen alıcam.
y: al dedecim.
b: deden daşşşaaanı yesin senin daşşaanı.

evet, bütün mağazanın içinde deden daşşanı yesin diye bağırdı. o kadar heyecanlandı ki adamcağız dedecim lafını duyunca, milli takım gol atsa öyle bağırmazdı yemin ediyorum. bütün herkes bize baktı ağlıyordum utançtan.
En sevdiğimdir.
bitmeyen alışveriştir. her görülen alınır duruma göre bedava olabilir.