bugün

babanın evde aile üyelerine karşı soğuk olmasına karşın dışarda gördüğü insanlara karşı çok sıcak ve samimi olması. sinir bozucu bir durum. biraz da ikiyüzlülük değil mi bu allah aşkına?
baba olgunlaştıkça yaşlandıkça tersine çevrilen durumdur.
çok sevdiğimiz canım babalarımızın bazılarının iki yüzlü olduğuna işaret en önemli özelliktir.
Baba godfather'ın kopyasıysa mümkün olmayan durum. Bir de alnımdan öpünce tırsıyorum.
halamın çocukları bize geldiği zaman onları kucağına alıp seven, bakkala götüren çikolata falan alan babamı öyle gözlerle seyrederdim ki, bize neden böyle davranmıyor diye düşünürdüm. Yaşlandıkça tavırları değişti ama çok yaşlanamadan aramızdan ayrıldı zaten. Nur içinde yat baba.
sadece bir söylemdir. bu tip babalar vardır illa ki. ama çoğu bu şekilde değildir diye düşünüyorum, iyi bir aile babası ise tabi. hatta ortalama bir aile babası diyelim.
insan eşine ve çocuklarına karşı dışarıdaki insanlara nazaran daha kötü/kötümser ve/veya soğuk davranamaz.
misal benim babam asla öyle olmadı. ki dışarıda da müthiş sevilen ve sayılan bir adam.
ben de kendi adıma her zaman çoluğuma çocuğuma iyi bir baba oluyorum, olmaya çalışıyorum, olması gereken de budur.
mesela kahve yaparım çok güzel, hatta oğlumla pes bile atarım sürekli. *
benim babada bize saf, dışarıya da saf. Yolda yüzümü kapatıp para ver lan desem, yere bırakır kaçar amk.
evde ailesine kan kusturup, dışarıda ki yedi yabancıya iyilik meleği olmasıdır.
bir dönem daha belirgin bir şekilde olan ama şimdilerde azalan babama has duygudur. harçlık istemeye korkardık ama elaleme gider krediler çeker, bir dünya işini yapar bizede işkence çektirirdi. gelmiş 50 küsür yaşına hala birilerine iyilik yapacağım diye çıldırıyor. haftada muhakkak en az 3-4 kez arayıp; "felancanın faturası yüksek gelmiş bir baksana neden yüksek gelmiş, yok remzi'yi icraya vermişler şimdi ne yapacak, al sana e-devlet şifresi gir bakayım rapor parası yatmış mı?" diye kafamı ütüleyip durur. iyilikten soğudum yeminle * hadi sen iyilik yapacağım diye yırtınıyorsun, ee beni niye geriyorsun sevgili babacağım? *
neyse gene de babamdır, canımdır. böyle mutlu oluyor demek ki deyip, kıramıyorum kendisini. *
eğer aynı baba bu iyiliği evine yansıtmıyorsa, ev dışında kendini köle, evin içinde kendi kral gibi hisseden baba modelidir. bir bakıma dış çevredeki insanlara muhtaçlık hisseder. bu nedenle de bu kısa süreli iletişimlerde mümkün olduğunca iyi bir profil çizer. ama bu durumun aksine, evdekileri de kendine muhtaç zanneder. hem artık alışkanlık halini almış ev içi iletişimin, hem de bir anlamda dış çevrede yaşadığı ezilmişliğin intikamını, evindeki kimselerden çıkarıyor olabilir.
belki de sadece biz türk toplumunda olan bir şey bu. varsa bir ingiliz açıklığa kavuştursun şu olayı.