bugün

ablasınada aşıkmışçasına davranmaktır. halbuki baldız tek geceliktir.
kardeşten hırka istemek için odadan odaya bağırırken kardeşe sevdilinin adıyla seslenmek ve hırkamı getirir misin aşkım diye koridoru inletmek. akabinde ev halkının şaşkın bakışları.
artık romeoların geleneği haline gelen; sevdiceğinin isminden astokriş şiir yazmak.* *
(bkz: romeo ölmeli)
sevgiliden gelen mesajı okurken; derste telefonla ilgilendiğimi gören hocanın beni çağırması üzerine efendim aşkım diye cevap vermek.
evet yapılabilecek en büyük salaklık bende. kabul.
misafirlere ait katladığın yorgan ve yastığı kucaklayıp yatak odası yerine mutfağa götürmek.
ve bu şekilde anneye yakalanmak.
Evlenicez nasılsa, para lazım para kazanayım diyerek üniversiteyi terk etmek ve işe girmek. Sonra evlenmeyip yeni traşlı göt gibi ortada kalmak.
epeycesi cüzdanı ziyadesiyle hafifleten türden olan gaflet anlarıdır. *
sırf aşık olunan memeliyi görebilmek için; yıllardır özverili hatta göt verili çalıştığın iş yeriyle papaz olup tazminatından bile vazgeçecek hale gelmek.
her daim saçma bir gülümseme hasıl olur yüzünde.
ingiltereye üniversite geri döneceği zaman gidene kadar ağlamamak ağlamamak sonra yolcu ettikten sonra eve gidip ağzına nutella ve kremşanti dayayıp böğür böğür ağlarken gözlüğünü unutup eve geri girmesi noldu falan derken küçük parmağımı koltuğun kenarına çarptım demek. ne bileyim ya üzülsün istemedim ama bu da bir mallık rekoru.
söylediği bahanelere inanmak yapılan salaklıklara örnektir. misal bütün gün aramaz çok işi var sanırım çok meşgul dersiniz; iş bittikten sonra ya da haftasonları buluşalım deseniz çok yorgunum "evde olup dinlenmek istiyorum" bahanesini yersiniz.
gözler ondan başka hiçbir şey görmeyecek kadar kör iken, kör değilmiş gibi davranmak.
hayatını o kıza adamak, her şeyi elinin tersiyle itmek o kız için. o kız da seni elinin tersiyle ittiğinde ne kadar salak olduğunun farkına varırsın.
yoldan geçeceğini bilirsin, kar vardır yarım metre kar ve sen onu görmek uğruna yalın ayak balkona fırlarsın farkında olmadan. beklersin geçmez, unutursun kendini ve yarım saat öylece dikilirsin soğukta. bu salaklıktır! büyük salaklık. *
1 aylık mesaj hakkının %30'unun günaydın ve iyi geceler mesajlarına sarf edilmesi.
normalde tahammül edemeyeceğin hareketlerine, sırf sevdiğin için tahammül ederek kendinden ödün vermek.
aşık olduğunun da kendisine kendisinin ona olduğu kadar aşık olduğu yanılgısına düşmek.
bildiğin sana hiç değer vermeyen birinin kulu köpeği olmak. sonra anlayınca da hafif bir burkulur için.
hayal dünyasında yaşamak. çocuklaşmak.
sırf onunla yürümek için yolumu iki katına çıkarıyordum. bu en basit salaklık. ne geri zekalıymışım ya. değdi mi? değmedi tabi ki...
baştan aşağı her yapılan şeyde bir salaklık bulunabilir ama en kötüsü sadakate önem vermek adı altında başkasıyla birlikte olamamak.
filmi bile var, (bkz: salako)

bir aşığın yapabileceği salaklıkları ya da bir salağın aşkını ne güzel anlatmış atıf yılmaz ne güzel oynamış kemal sunal.*
yolun kenarında karşıya geçmek için yanımda bekleyen kıza karşıyamı geçiyosun? dedim. Ama olsun sonuçta ilk defa konuşmuştuk.
onunda sana aşık olduğunu sanmak en büyük salaklıktır.
ekmek almak için evden çıkarsın belki görebilirim diye sevgilinin evinin oradaki markete gidersin. 40 dakika da gidersin gelirsin bir ekmek için.yemek buz gibi olur.ama güzeldir kötü değildir yani anılar.kendimi avuttum galiba.