bugün

olmayacak şeyde umut etmek.*
aşık olmak başlı başına bir salaklık.
aşık olmak kör olmak, zaten salak olmak olduğu için fazla yadırganmaz. aşık olan kişi karşısındakini mükemmel bilir mükemmel görür, kendide ona eşdeğer olmaya çalışır. bu yüzden kişiliğinden ödün verebilir. kişiliğinden ödün vermek salaklık olarak görülebileceği için aşık olmak da salaklıkdır.

ama aşık olmak elimizde olmayan bir doğa olayı olduğu için biten bir ilişkide, unutulan aşkta gözümüz körlikten kurtulduğunda yaptıklarımızdan pişman olmak, salklık olarak görmek de sadece psikolojimizi bir süre alt üst eder. bu yüzden bunları normal karşılayıp önündeki maçlara bakmak veya aşk ömür boyu sürmeyeceği için gözlerimiz açılıncaya kadar beklememiz yeterlidir.
duyulan bütün hakaretleri, aşağılayıcı lafları sineye çekmektir. bu durum sizin salağın daniskası olduğunuzu gösterir. kendine duyduğun saygıyı kaybettiğinin ve geri dönülmez bir yola girdiğinin de göstergesidir bu. bir şekilde özetlersek eğer;

sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir...
(bkz: aşık olmak)
Aşık kalmakta ısrar eden yüreğe rağmen; aklın gemisine binip gitmek...Israr etmemekten daha büyük salaklık, kendisine aşık olanla kalmayan aşık kadar büyük bir salak olabilir mi ki?
(bkz: dünyadaki sayılı salaklardan ben)
hayat aslında güzelmiş ya diyip sürekli anlamsız bir şekilde gülümsemek.
4 adet birayı 30 dakika içinde tüketip kızcağızın önünde serdar ortaç şarkılarıyla beraber dans etmek.*
attığı basit bir mesaj üzerinde saatlerce düsünmek acaba ne imaa etti diyerekten.
söylenen tek bir kelime için dünyalara sahip olmak veya dünyaları yıkmak. önemsemenin sınırlarını beşeri değil de ilahi düzeye çıkarmak neredeyse.
(bkz: tövbe)
gülmek. devamlı gülmek. onu gördüğünüzde gülecek gibi olmak, akabinde komik bir konu açıp ''az az'' gülüşünüzü sohbete salmak.
ona aşık olduğunuzu belli etmemeye çalışmak. sonra dayanamayıp hal hatır sormak, ama konuyu asla bir adım ileri götürememek.
özgüvensizlik. itici olabileceğinizi düşünmek ve umutsuzluğa kapılmak.
yardımsever bir arkadaş olarak kalmak.
rekabet edememek, o yüzden gönlünde biri varsa umutsuzluğa kapılmak, eninde sonunda daha tatlı ve çekici bir kızla beraber olacağını düşünmek.
zaten hoşlandığınız insan da bir buzdağı gibi sahip olduklarının çoğunu suyun altında saklıyor ise, çekingense, ve siz de irrite edici bir tavırla hemen sualtına dalmaktan çekiniyorsanız, çünkü hız ve müdahale sizin de tavrınız değilse, işiniz zor.
her an mutlu olmak, sevgi kelebeği gibi ortada dolanmak, olaylara yeterince gerçekçi yaklaşamamaktır. ve bunun sonrasında da olabileceklerin önceden görülmemesi sebebi ile er geç gelecek ayrılık durumunda 'neden böyle oldu ki?' demek, bu salaklıkların tuzu biberidir. tuzu bilmem de, biber acıdır dostlar.
aşık olunan kızın ismini, vücuda dövme olarak yazdırmak. eğer geçici dövme ise bir problem yoktur ama kalıcı dövme ise büyük bir hata yapılmıştır. zira dövme sildirmenin ne kadar acı verici bir işlem olduğunu sanırım herkes tahmin edebiliyordur.
bir parfüm reklamındaki sözle anlatılıcak mevzudur.

--spoiler--
aşk bile bile tutsaklıktır!**
--spoiler--
ineceği durakta otobüsten inmeyi unutmak. farkedip dönmek istediğinde de yanlış otobüse binmek. *
bazen de git diyebilmektir. kendi adınıza yapılmış bir salaklıktır. ama, işte o ama var ya o git'i dedirtir adama.
aşık olmuşsan daha büyük salaklık mı var.. illa ki oluyor tabi bir şeyler çünkü temel sağlam.
yolda önünüze bakmayıp durmadan tökezlemek.
aşık olmadan evvel yapılmayan her türlü salaklıktır.
çay ve kahve fincanlarını karıştırıp önünüze doğru fincanınızı uzatan garsona ısrarla çay istemiştim ben demek de sayılabilir.
sizden hoşlanmadığını, hayatında başka biri olduğunu bile bile, akıldan çıkaramamak.
şu hayatta neleri atlattım diyorum, onunla geçireceğim güzel zamanların hayali ve ihtimaller bütünüdür hislerim diyorum, ama ne garip şeymiş aşk... çıkmıyor aklımdan.
en kötüsü de tam olarak ne hissettiğimi, ''dikkat çekme'' veya ''göze kestirme''den öte bir şey olduğunu bilmiyor bile. öğrenmeyecek de. bir kız arkadaşı olduğunu öğrendiğimde tüm sözlerim ağzıma tıkılıp kaldı sanki.
erkek arkadaşı olmayan kişilerin adaylarında hep kusur bulmak. çünki kendisi mükemmeli bulmuştur işte bu bir saçmalık.
aşık olmak zaten yapılan en büyük salaklıktır ne tür salaklık yaparsan yap bu salaklıktan daha salakça olamaz.
kıskandırma politikası yapılan salaklığın maksimum noktasıdır.
önceliklerinizi karıştırmak.