bugün

Aşık Edebiyatı dediğimiz söz sanatı ürünlerinin iki önemli kaynağı vardır:
1 — Sözlü Kaynaklar: Bu edebiyatı öğrenip, kuşaktan kuşağa, bür yerden bir yere yaymak gorerâîi üzerlerine almış bulunan âşıkların bellekleri.
2 — Yazılı Kaynaklar: Okuma, yazma bilen âşıkların, ya da rasgele meraklıların sevdikleri, beyendikleri şiirleri, kısaltılmış, ya da tam halk hikâyelerini yazdıkları defterler. Bu defterlerin eskilerine «cönk» denir.
Aşıkların yaratıp dinleyici çevrelerine aktardıkları eserler, başlıca iki büyük türe ayrılır: 1) Hikâye; 2) Şiir.
1 — Hîkaye: Aşıkların anlattıkları hikâyelere, Türk halk edebiyatı incelemelerinde, «Halk hikâyesi» adı veriiir. Bunlar, na- zımnestr karışımı özel bir tarzda meydana getirilmiş eserlerdir. Yapıcıları da âşıklardır. Oldukça yeni birtakım hikâyelerin yazarları bellidir. Daha eskilerin (aşağı-yukarı yüz yıl öncesinden eskilerin) -yazarlar? ise belli değildir. Bu çeşidin başlıca türleri kahramanlık hikâyeleri, aşk hikâyeleri, belli halk şairlerinin hayatlarını, maceralarını anlatan hikâyelerdir.
2 — Şiir: Aşıklar, şiir türünü hem yaratıcı, hem de aktarıcı olarak, çifte görevle dinleyici çevrelerine sunarlar. Bu türde, şiir kadar müziği de temsil ederler. Halk edebiyatını kendi öz şiirleriyle zenginleştirdikleri gibi, besteleriyle eski eserlere getirdikleri yeni üslûp ve makam değişiklikleriyle halk müziğinin gelişmesinde de önemli bir rol oynamışlardır.
Aşık edebiyatı şiiri, konu bakımından, şu türlere bölünür:
a — Destanlar: Bir olay üzerine söylenmiş uzunca manzumelerdir.
b — Güzellemeler: Lirik değeri olan manzumelerdir.
c — Taşlamalar: Yergilerle toplumsal eleştiri şiirleridir.
ç — Koçaklamalar: Kahramanlık, kabadayılık, cenk, kavga şiirleridir.

d — Ağıtlar: Ölüm dolayısıyla söylenmiş şiirlerdir.
e — Muammalar: Çözümlenmesi zekâ yeteneğine dayanan, söyleyen âşıklar için de belli bir küftür, bilgi düzeyini gerektiren manzumelerdir. Bilmeceyi andıran sorularla bunların karşılıklarından meydana gelirler.
f — Her türlü öğüt, yergi, yakınma, iyilik telkini, talihin kötü cilveleri karşiSinda kendini de çevresini de avutma, mihnet karşısında tevekkül gibi ahlâkî konuları işleyen manzumelerdir.
Her çeşit konudaki manzume, halk hikâyelerinin çevresi içinde de yer alabilir. Anlat t lan olaylar elverdikçe, bu manzumeler hikâyenin uygun yerlerine serpiştirilir.

Kaynak: http://www.yeniansikloped...-edebiyati/#ixzz2OPC3yWDx