" her sabah kalkışının bir anlamı olmalı; uyanışının..

en yalnızların profilleridir o, solgun bir bahar akşamında çekilmiş resimlerde flu çıkan kedi yorgunluğu.. gözbebeklerine yollarda düşük yapmışların, özlerken tutunamayanlar'ın, salt içlenmeleri.. ve bir soru:

aşk, bütün özlem aksesuarlarını kırmak mıdır yoksa yalnızlık balonunu gökyüzüne uçurmak mı?

bazılarının günleri çapaklarını saymakla başlar. beklentisiz bir 24 saat, plansızlık, cep telefonunun spesifik durgunluğu.. yüzdeki kırışmalara aynalar mazeret gösterilir. yastık izi parmaklarla; saçlar, kıl buketlerinden görünmez olmuş fırçayla düzeltilmeye çalışılır. yetişilmesi gerekilen bir randevu, son ödeme tarihi geçmiş bir fatura, aranması gereken bir yol arkadaşının olmaması, acele etmenin o ağrılı zevkini senden alır. odada göz gezdirilir. yalnızsındır. ütüsüz pantolon giyilir, tırnak arasında birikmiş kir'e bakılır. sokağa, o çok rutubetli bir yalnızlık barındıran dışarıya çıkılır. gün... maviden almış biraz bugün gökyüzü, biraz da pastel siklamen katmış, katmış katıştırmış, aşure gibi.. bir sığışamama duygusu, tozlu bir kafeste yakalanan muhabbet kuşu çırpınışı var içimde. bana bir ökse gerek; kanatlarımdan tutacak! ne yapayım : buna da razıyım! ve bir soru : aşk, yalnızca yakalanmak mıdır yoksa karşılıklı yakalamak mı?

bazılarının dudakları gün ışığında çok parlar. iliştirilen sigarayı reddeder bir tavır takınır. sıcaktır. sıcak ve tepkilidir.
oysa o dudaklar, oysa o az önce yanından geçerken kahkaha atan gözleriyle sana selam vermiş olanın kutsal dudakları; bungunca başını öne eğmiş bir memur emeklisi gibi, nasıl da bükülürdü elyazısı harfleri gibi?! nasıl bir biçimdi o? neden, niçin ve niye ki hem nasıl; kırdınız? güzellerinde olduğu gibi, irinli hatıralar da nasıl kaldıysa çok gerilerde, nasıl startta kaldıysa, ikmale kalırsınız siz de aşktan.. yaz okuluna kalırsınız, bütünlemeye kalırsınız.. ve bir soru : aşk, hangi dersti o tebeşirle tahtaya konuşanları yazmaya üşendiğimiz?

yitik düşlerin belirteci ay, gökyüzüne asılı bombalı bir pankart gibi durmakta, yakamoza annelik yapmakta şimdi..
ve biten bir şarkının insanda bıraktığı büyü gibi, her yıldız kayışında ağlamaktaysa;
bekle sevgilim,
bekle incin(t)miş kırgın meleğim,
ölümle kafiye olmama az kaldı. bekle. "
not : buraya kadar okunanlar, yalnızca aşk' ın metaforik ve tasvirli, yazarı tarafından özenle süslenmiş anlatımıdır.
çok takılmamak lazımdır. aşk : kronik. aşk : annemin çok küçükken söylediği bir yalan. aşk : boktan bulanık bir su, kendini görmek için eğildiğin..
en güzel tasvir küçük iskender'dendir;

"Aşık ol" dedi şeytan.
"Aşk acıtır" dedim.
"Aşk hayattır" diye fısıldadı kulağıma.
"Aşk öldürür" dedim.
"Aşk gerçektir"diye haykırdı.
"Aşk yalanın ta kendisidir"diye yanıtladım.
"Aşk mutluluktur,mutlu olmaktır"dedi bu kez.
Ve ben, şeytana uydum.