bugün

bu devirde söylenebilecek en güzel söz.
çıkarlar, şehvet kaplama altın gibi bakırın üstündeki.
nasıl ki kaplama zora gelmez akar ve altındaki gerçeği gün yüzüne çıkarır, aşkın üzerindeki kaplama kalkınca bunu söyler yanılmış insan, aşklar hep yalan... oysa yüreğine ince uçlu narin matkapla işleyen, damarlarında akıp ruhuna karışan insanın aşkı da yalan olamaz zaten, sonu ayrılık bile olsa...
oysa eskiler ne de güzel başarmışlar. geçen yıllara yenik düşen değerlerimiz mi aşkları yalanlaştıran acaba? kaybolan masumiyetimiz mi aşkların katili?
(bkz: sonu hep sızı hüsran)