bugün

çok acayip bir organ olan kalptir.

tanım bu işte, kalp.

şimdi aşk organı olarak kalbin sistemini yazalım;

birini seversiniz, kalp sizi içten içe döver "dur napıyon lan!" diye. buna kalp atışı denir. korkarsınız, kalp yine döver sizi "çıkar ulan beni bu cehennemden!" diye. sonra aşkınızla buluşursunuz, yiyişiriniz. bir bakmışsınız kalbin görevi bitmiş, artık hiç heyecanlanmıyor. atan başka bişiy var! *
sonuç olarak aşkın doğuşu kalp ile, bitişi çük ile oluyor.

boşuna dememişler, "insanın başına ne gelirse ya meraktan, ya y*raktan gelir" diye...

not: bu entryyi aşık olmayan biri son derece duygusuzca yazmıştır. *
(bkz: aşk organı)
Akıl söz geçiremez , acısı geçmez , yara alırsa hiçbir zaman o yarayı kapanmaz.
aşk organı olmadığı halde, gerçek aşk organı olan beynin gönderdiği sinyalleri yansıttığı için öyle sanılan organdır. kalbin aşk organı olduğu düşüncesi, insan vücudunun bilinmediği eski zamanlardan kalmadır.