bugün

bilinen tüm büyük sanatçılarda mevzu bahis olan bir durumdur. sanatçı Unutmak, kafasını dağıtmak veya aşkını ifade etmek için kelimelerin yetmediği zamanlarda en iyi yaptığı işe girişir. Aşk acısı ne kadar uzun sürerse o kadar çok başyapıt çıkar.
bu yaratıcılığın oluşturduğu tüm olgular, sevgili üzerinedir. basit şifrelemeler, yabancı dillerle oluşturulmuş nickler, ileti / imza patlaması, yazı tipinin değişmesi...
(bkz: aşk acısının hemoroıdı tetıklemesi)
her zaman mümkün olmayan durumdur. yeterli yaratıcılık olmamasına rağmen, aşk acısı sebebiyle ısrarla bir takım zorlamalar yapılıyorsa, ne bok olduğu belli olmayan şiir yazmak gibi nahoş durumlarla karşılaşılabilir..
insanın içini yakan acının verdiği ızdırapla klavyeye saldırma durumudur . kafada milyonlarca soru uçuşurken eski bir hatıra yada şarkının akla gelmesi durumunda içinden çıkılmaz hal alan durumdur . acil bir şekilde arkadaşa yada içini dökecek bir sözlüğe ihtiyaç vardır ama o bütün bu olanları umursar mı ? tabiki hayır , o zaten seni çoktan unutuş kendi yoluna gitmiştir ama durmaz işte deli yürek durmaz kardeşim . bir diğer seçenekte karşısına çıkıp hakaretler savurup rahatlama isteğidir ama buna cesaret edilemez hiç bir zaman .
(bkz: 30 saniyede siir yazmak)
bilinçaltının özgürleşmesini sağlayan durumdur. yoğun duygulanımlar vahşi çizgiler taşır ne de olsa.
ask acisi erkeklerde ayri, bayanlarda ayri bir yaraticilik tetiklemektedir. erkekler siir yazar, sarki besteler, vs.. bayanlar ise ya intikam planlari yapmak ya da erkegi bastan cikarmak icin yaraticiliklarini kullanirlar. * * *