bugün

genellikle maganda (kıro) bir erkekle çıkmayı yeğleyen, acı çekmekten haz duyan anaç bir hatunun, karşısındaki vandal erkeğin barbarlıklarına karşı kullandığı koz olan ağlamak eyleminin, vandal erkek tarafından tepelenme cümlesi.

böyle durumlar, genellikle parası bol ama medeniyetten (medeni olmak) nasibini almamış jeep kullanıcıları tarafından, çok büyük oranda laila/reina türevi yerlerden çıkışta, bilhassa otoparkta dile getirilir.

benim elbette ki toprak olacak naçiz vücudumu dellendiren olaysa, sizin olaya müdahale etmeye çalıştığınız anda, o anaç abladan gelen tepkidir. vandal herif neredeyse hatunu sürükleyerek arabaya götürecek, hatun kişi zangır zungur ağlıyor ve insan olarak içiniz cız ediyor ama nafile. hatundan azar işitiyorsunuz.

(bkz: ben bugün bunu gördüm)

ayrıca neyzen tevfik'le bitirelim:

ben bu dünyanın devr-i deverânını, izzet-i nefsini sikeyim !
evet oldu sanırsam.
(bkz: kes aglamayı sokarım bağlamayı)
aslında söyleyen kişi her iki açıdan zevk alır.şöyleki; icinde sadistlik yatan bu şahıs, aglamanın yetersiz oldugunu, s.kmenin tam zamanı deyip zevkin doruklarına ulaşma cabasıdır.basarmıstır da ve sonunda bafiledim yaşasın kötülük diyecek kadar sado,daha ileri gidip mazoluga kadar yol alacak kişidir.
(bkz: kesin gizli ibnelikte var bunda)*
'demek ki, yıllar önce yaşadığım bir olayın başka örnekleri de varmış' dememe neden olan hede.

olay, ankara-tunalıhilmi caddesinde, o zamanki flamingo pastanesinin önünde yaşanmıştı ki, bizzat içerisindeydim maalesef...

tomruğun biri, karısını duvarın dibine sıkıştırmış, çocuklarının gözü önünde yumruklarken, çocuklar; anneeee! anneeee! nidaları eşliğinde çığlık-çığlığa ağlamaktaydılar. öylesine dayanılamaz ve boşverilemez bir manzaraydı ki yaşadığım; kendimi olayın içerisinde buluverdim.

ilkin adamı tutup almaktı niyetim ve fakat adam öylesine hışımla yumrukluyordu ki karısını, insani yollardan onu koparmak mümkün olmadı. kadının, kan-revan içerisindeki suratı bende istemsiz bir limit aşımına neden oldu ve daldım adama...dalmalı mıydım? yoksa, dalmamalı mı? bugün dahi bu kararı verebilmiş değilim.

adamla karşılıklı tekmeleşir ve yumruklaşırken bir de baktım ki, o suratı adeta dağılmış kadın, kolundaki çantası ile kafama kafama vurmaya başladı. kavgaya olan konsantrasyonumun dağıldığı ve bir kaç esaslı yumruk aldığım o andan sonra etrafta bulunup olayı izlemekte olanlar gelip bizi ayırdılar.

vay be! vay be! derken kendi kendime, yaşlı bir amcabeyin şu sözlerini duydum;

- evlat! karı ile koca arasına peygamber olsan girme.

kadını anlamıyor değilim aslında... ben o an, onun için oradaydım ve sonrasında olmayacaktım ama o, o tomrukla bir ömür geçirmeye mecburdu belki, kim bilir?
bunu diyen bunu da dedi:

sıs * yalarım
(bkz: kitap siken yusuf)
- hep böyle yapıyosun ya mahmut. bitirdin beni. böhü böhü!
+ ağlama sikerim.
- ne diyosun ya manyak! hümkkk hümkk *
+ şiişşşt burnunu silme amına korum.
- ya bi git ya hayvan!
+ konuşma yalarım.
kadının en zayıf olduğu noktada işe girmek isteyen abaza söylemi.
ayrıca bir şekilde ibranice olarak ağlama duvarı'na yazılması gerek. bunu yapsa yapsa ancak biz türkler yaparız.
otuzbir den çıldıran bülent'in amacına ulaşamaması durumunda oluşabilecek durum.
ne yazık ki bir şahin k. repliğidir.

cinselliği bir cezanın infazı olarak görüyor olması nedeniyle bir iki dakikalık meraktan izleyiş sonrasında dahi insanı ömür boyu cinsellikten soğutabilen bir karakterdir. filmlerinin ölmeden önce izlenmesi gereken 100 film arasına giremeyişinin nedeni de budur.