bugün

zannetmeyip okuyan kişidir.
okumak iyidir.
kısa dönem askerlik yapmak için de olsa okumak iyidir.
işe girmek için de olsa okumak iyidir.
istatistikleri yükseltmek için de olsa okumak iyidir.
tespit yaptığını zannedip aslında tespit sıçtığını farkedememektense okumak iyidir.
(bkz: eskişehir de dolu)
paralı okumaktan çok daha keyif vericidir. en azından bir yandan çalışıp ailenize maddi açıdan destek veririsiniz.
örgün öğretim mezunu olanın bile iş bulamadığı bu devirde memur olabilmek için şansını deneyen insandır. aklım olsaydı üniversite okuyacağıma ergen yaşta bir işe başlar sonrasında dışarıdan aöf ile bitirirdim. en azından 4 yılımı boşa harcamazdım..
yurdumdaki birkaç seçkin üniversite hariç herhangi bir üniversitede okuyup da üniversite okuduğunu zanneden kişiden farksızdır. devam edelim... boğaziçi, odtü, marmara, itü, ankara, gazi, istanbul belki yıldız teknik, 9 eylül ve ege üniversitesi'ni de iliştirebiliriz bunlara... bu okullarda okumuyorsanız aöf'de okuyan bir insandan farkınız kalmayacaktır. üniversite hayatı olarak değil. üniversiteye girme sebebiniz olan iş hayatı konusunda. ha dumlupınar'dan, selçuk'tan, erciyes'ten(ki bu okullar saygın birer kurumdur) işletme bitirmişsiniz, ha da aöf'den. ve okunacak bölüm hususunda da üniversitelerin ilgili bölümlerdeki akademik başarısı iyi analiz edilmelidir tercihler konusunda...
yanlış tespit.

birincisi açık öğretim fakültesi'nin tüm bölümlerini kapsamamalı bu tespit.

okuduğum bölümü örnek alırsak *
-yaklaşık 330 gibi bir puanla yerleştik.
-megaloman öğretim üyelerini çektik.
-dersleri takip etmek zorundaydık, çünkü eğitim fakültesi'ndeki bölümde devamsızlık yıllık 120 saate ulaşırken, bizimki sadece %10'du.
-3. ve 4. sınıftaki zor derslerde, örgün öğretim hakkımız elimizden alınıyordu, ve çoğu kişi okulunu senelerce uzatıyordu.
-sınavlar test tekniğiyle okunduğu için, 1 not yüzünden sınıfta kalan bir sürü arkadaşım var.
-bölüm maddi imkansızlıklar doğuruyor. senelik harcı 1 milyar 300 milyon.

bilip bilmeden konuşmayalım.