bugün

küçük süt üreticisinin ekmeğini çıkardığı açık süt satışlarının yasaklanması ve içinde süt - yağ oranı belli olmayan markalara mecburen yöneleceğimizdir. elvda süt kaymağı ve taze süt.

bu da bir vatandaş feryadıdır.

http://odatv.com/bir-ak-p...kiniyorum-2801171200.html
Süt kaynağına elveda, yağ oranı zengin süt seni unutmayacağız. Bay aq dedirten düzenlemedir.
sütçü, o süt sattığı bakraca işese bile o sabah sağıp bir sene ömür biçtikleri sütten sağlıklı olur amk.
Ben sütümü açıktan alıp yoğurt yapıyorum kardeşim. Açıktan almaya da devam edeceğim.
Büyük süt fabrikatörlerinin isteği doğrultusunda gerçekleşmiş olay.

Evet akepenin çıkarttığı her kanun zenginin lehinedir ama garibanların çoğu akepeye oy verir, açık süt satması yasaklanan sütçüler bile.
En çok da Yoğurdunu evde mayalayan canan karatayı üzecek hadise.
Brucella riski taşıyor o sütler. Böylesi daha iyi olmuştur.
yıllardır annemizin içirdiği süt bu. sağlıklıyız şükür. iyice kaynatınca hiçbir şey olmaz.
Büyük düşünen ve adaletle hükmetme kaygısı taşıyan insanlar, liderler, aile reisleri, yöneticiler ve idareciler, oturdukları yerden, başkaları adına yol çizmezler. Uyduruk politikalar ve geçerliliği olmayan kanunlar icat etmezler. Hasılı kelam, muhatabı olmadıkları işler için işkembe-i kübradan kural kanun saçıp savurmazlar.

Şimdi bu adamlar süt sağıp köyden kente yol alıp sokak sokak gezip kah atla, katırla kah arabayla kamyonetle süt satıyorlar. Peki zorla mı satıyorlar? hayır. Kim alıyor? vatandaş alıyor. Hatta çoğu yerde marketteki sütten daha pahalıya alıyorlar. Peki çok mu hijyenik? Çok mu tertemiz? Hayır. Hatta leş gibi. Kendim görüyorum. Hemen her sabah apartmana civar köyden katırla süt getiren sütçü ve güğümleriyle aynı asansöre biniyoruz. Bi kere adam Allah var pis. Güğümleri pis. Memlekette annemin tanıdığı sütçü var, telefon ediyor getiriyorlar. Neyin içinde? el yordamıyla şöyle böyle yıkanmış, suya tutulmuş iyice yağır olmuş kola fanta şişelerinde, tevellidi kayıp buzlu cama dönmüş su şişelerinde.. Ama herşeye rağmen insanlar bu sütleri alıp gönül rahatlığıyla kullanıyorlar. Çoluklarının çocuklarının süt yoğurt ihtiyaçlarını karşılıyorlar. O halde? o halde bunun bir anlamı olmalı. O halde bu bir gereklilik olmalı. O halde bu bir geçim kaynağı olmalı. O halde bu bir damak tadı, damak zevki olmalı. O halde sen buna mecliste oturduğun yerden götünden kanun kural uydurmamalısın birader.

Bu koşullar çok mu zorunuza gitti? o zaman adam olacaksınız, kapı kapı gezip vatandaşa soracaksınız, niye bu sütü tercih ediyorsunuz diye. O çiftçiye gidip soracaksınız kime ne kadar ne fiyattan satıyorsun diye.. Sonra bu işlerden anlayan bilim adamları, araştırmacılar ve kanun yazıcılar toplanacaklar. hem vatandaşı hem satıcıyı hem de bu konudaki otoriteleri dinleyecekler ve hiçkimsenin canını sıkmayacak, işleri düzenli planlı programlı temiz ve özenli hale getirecek bir formül bulacaksınız. Öyle oturduğum yerden ben de yasaklarım toptan.. Böyle olunca çözüm yaratmış mı oluyorsunuz? tam dunkof işi çözüm işte.

Gelişmiş ülkelerde, bir yere yeni bir yerleşim, yeni bir kavşak yahut büyük ana yol yapıldığında, bir şehircilik geleneği olarak yaya kaldırımları ve ara yollar hemen yapılmaz. Yazılıp çizilmez. Bir süre beklenir ki, yayalar, bölgenin yürüyen, yürüş yapan insanları kendi yollarını kendileri çizsinler. Sonra heryerde patikalar oluşur kendiliğinden. ve bakılır, bunların üzerinde düzenlemeler yapılır. O vatandaşların kendilerinin yarattıkları patikalar ve ara yollar elden geçirilir, tertemiz kaldırımlar haline getirilir. Gelişmemiş ve bazı konularda gelişmesi pek mümkün olmayan ülkelerde nasıl olur? müteahhitler hem araç yollarını hem ana yolları yapıp giderler. Sonra vatandaş kaldırımı bırakıp kendi evine kendi yoluna patikalar örmeye başlar. O güzelim yeşil alanlardan yol yol üstüne geçer. Mındar olur. PEki suç kimin? dunkof müteahhidin yahut hırbo şehir planlamacısının..

işte süt mevzusu da böyle.. Vatandaş kendine en kestirme, en güzel, en tatlı gelen yolu bulmuş ve bu yolu işletiyor. Devlete de otoriteye de bu yolu güzelleştirmek, içini doldurmak, eksiklerini gidermek, temizleyip pırıl pırıl etmek kalıyor. Öyle ali kıran baş kesen gibi oturduğunuz yerden kanun uydurmakla olmuyor bu işler. Önce adaleti gözeteceksin, insanların rızkını ve vatandaşın alışkanlıklarını, geleneklerini düşüneceksin.
Herkesi bağlamayacak hadise.
ineklerin, kazların, keçi ve koyunların, atların arasında yaşıyoruz bi de gidip kutu süt mü alacağız, ineklerin memesine asma kilit mi takacağız?
içmiyorum ben kutu süt!
Ab standartları adı altında yapılan düzenlemelerden biridir. Kokoreç de yasaklanacaktı oldu mu? Hayır. Şimdi açıkta süt satımı yasaklanacakmış. Ben almıyorum ancak şöyle bir gerçek var. 780 bin kilometre karede bunu nasıl denetim altına alacaksınız? Ancak birileri ihbar ederse ancak o şekilde. Zaten köyler boşalmış, köyde kalan küçük üretici de bu şekilde geçimini sağlamaya çalışıyor. Ab'nin doğru çalışmaları olabilir ancak sen daha o seviyeye gelmeden en son yapman gereken mevzuyu en başta yapıyorsun. Senin köyünün yolu, altyapısı, hayvan üretimi, verimi, köylünün sosyoekonomik durumu nedir bilmeden hoop ben yaptım oldu mantığıyla bu iş çok uzun sürmez.

Bunu ekmeğin ambalajla satılması olayına getirelim. Sanırım 2000'li yılların başı. Dediler ki ekmek ambalajda satılacak. Vatandaş dedi ki kardeşim ben ekmeği dokunarak almak istiyorum. Alma kardeşim gözünle seç al. Yok, öyleyse almam. Gider ambalajı olmayan yerden alırım. Bizim köşedeki fırıncı Ahmet abiden alırım dedi. Fırıncı da dedi ki bu ambalaj nedir? Ekmek fırından çıkar biz de poşete koyarız, dedi. Hem de ambalaj ek masraf getirir. Vay efendim öyleydi, böyleydi derken yıl 2017 isteyen ekmeğini ambalajında alıyor, isteyen de kendisi poşete koyuyor. Burası Türkiye bu işin oturması için en az bir on, on beş yıl geçer.
Doğru bir karardır.
Adam içine boşalabilir o sütün. Tehlikenin farkında mısınız? Bunu sadece ben düşünmüş olamam.
son zamanlarda duyduğum en doğru karardır. yeterli hijyen koşullarını sağlamayan ürünler evlere kesinlikle girememeli. sütün sağıldığı ortam pis, kova pis, varsa sağma makinesi de pis. sağıldıktan sonra soğuk zincir kavramı yok. üstüne çamaşır sodası gibi ürünler bozulmaması amacıyla içine katılıyor. nereden tutarsan elinde kalıyor.

Ne yapılmalı?

üreticiye gerekli eğitimler verilmeli.

büyük firmalara sıkı denetim ile belirli fiyatın altında alım yapması yasaklanmalı.

süt toplama merkezleri artırılmalı.

hayvanlarda veteriner denetimleri artırılmalı.