bugün

büyümüştür,
artık o kocaman bir tepecik olmuştur.
bir volkan misali fışkırmaya hazır ama kendi beceremezdir,
hep yardıma ihtiyacı vardır.
görmek ister kişi,
o nedir, ne boyuttadır, nasıl patlar,
kanlı mı olur kansız mı,
yoksa irin mi olur rengi bembeyaz?
o ayna varya, icadıyla kendine hep baktıran.
bazen güldüren, bazen ağlatan, bazen kendinden nefret ettiren
ve en sonunda başka bir işe de yaradığı anlaşılan.
geçilir karşısına aynanın ve alınır pozisyon.
eller tam o noktada.
sıkılır, sıkılır ve basınçtır ucunda hissedilen.
ağrıtır mı bilinmez,
gözler kısılmıştır sonu belirsiz bir duyguya.
noktasal bir sızıdır sonrası.
gözler yaşarır, gözler kapanır.
aynada kocaman bir leke, rengi kırmızımsı bir beyaz.
suratta açılan bir krater ve hissedilen bir yumuşamadır,
artık bitmiştir ve silinir ayna.
ama akla yine o soru gelir.
ne zaman gelecek bu sular?
çıkan irinin taaak diye aynaya yapışmasıyla sonuçlanır. hatta çok sivilceli bir insan, irinlerden tablo bile yapar istese.
(bkz: aynada sivilce biriktirmek)