maaşın gideceği yerlerin her zaman geçen aydan hazır olması,hayat pahalılığının bizi her zaman kötü bir skorla malup etmesi,paranın makbuz olarak likit bir şekilde elimize akması ya da paranın fatura şeklinde cebimizde saklı kalmasıyla ; geriye kalan 29 gün ne yerim ne içerim nasıl yaşarım sorularını sordurtan içinden çıkılamaz güç durum.
(bkz: patrondan zam istemek)
öyle bir başlık olmuştur ki, sanki ayın 3'ünde alınan maaş bitmiyecek. ama ne yazıktır ki bitiyor adamım, hemde hepsi bitiyor, hatta bittiği yetmiyor bir de öbür aydan avans yiyiyorsun.. ayın kaçında alırsan al bitiyor.
bir nebze şanslı olanların aldıkları maaş beşine kadar dayanır ama alınan maaşın ilk günden borca yatırılarak bitmesi insanda bir ay eşşekler gibi boşu boşuna çalışmış hissi uyandırır.
ya da bir deyişle ''hesabını bilmeyen çavuşlar döner g..tünü avuçlar''
kredi kartı kullanmayanları daha tez karşılaştıkları can sıkıcı durum ,
aileden borç almayı gerektirir ; yüz kızartır, can sıkar , moral bozar.
saçma bir teselli olarak "amma lüks yaşamışım be" denir.
harcamalarının çoğunu kredi kartı ile yapan maaşla çalışan insanların karşılaştıkları sorunsal durumdur.