bugün

"Ne 'aydınlanma' diye bir şey oldu,
ne de 'aydınlanmacı' olabilir.
'Aydınlanma' entellektüellerin bir hurafesidir." fehmi baykan

Fehmi Baykan'ın kitabının John Locke bölümüne dair şunları söylemek istiyorum: Baykan'ın eleştirileri sonrasında neredeyse Locke'u filozof saymayacaktım,çünkü bu akadar çelişen bir filozof daha görmedim.Koyduğu temel ilkeler, üste inşa ettikleri ile çelişiyor. Ben bu hususta Fehmi Baykan'a teşekkür ediyorum...
kitabında filozofları küçümsediğini düşünmüyorum,kitabının tamamını okumadım ama okuduğum yerler ile ilgili özellikle de Locke hakkında böyle bir izlenim almadım.Gayet ciddi bir araştırma olmuş ve nitelikli bir kitap...
Aydınlanmanın hurafeliğine gelince bu apaçıktır,bu rönesans felsefesi için de böyledir.Rene Guenon'un da haklı olarak bu dönemi ilkçağ felsefesinden aşağı görmesi gibi...macit gökberk gibi andaval felsefe profesörleri felsefe öğrencilerinin daha andaval zekâlarına ve ahmaklıklarına daha yerinde gidiyor,elbette biliyoruz.

Son olarak her felsefecinin belirli yanlışlar ve ifadeler kullanabileceğini belirtmek isterim.Arda Denkel'i bu ülkenin yetiştirdiği nitelikli bir felsefeci olarak görmekteyim.Düşünceler ve Gerekçeler'de Leibniz ile ilgili idea-innata yerine, zihnin, kimi önermeleri deneye başvurmaksızın değerlendirebilen bir apriori'liğinden bahsediyor.Leibniz'in monadolojisi dışında Türkçeye çevrilen eseri hatırladığım kadarı ile yok,ancak bir hocam(ibrahim daşkaya,sakarya felsefe) Leibniz'in idea innatayı başka bir eserinde kullandığını ve benimsediğini benim sorum sonrası araştırarak buldu.Şimdi Arda Denkel atıyor mu diyeceğiz?!.Önce bir Arda Denkel ve Fehmi Baykan olmak gerek ki,Doğan Özlem,Ahmet Arslan olmak gerek... herkes hata yapar ve ağır eleştiriler yapabilir,doğru eleştirilip eleştirilmediği önemlidir....