bugün

fi tarihinde yenilen bir dizi ayarın kişiyi derin bir psikoza sürüklemesi sonucunda ayar verenin istisnasız her başlığına, gördüğü her entrysine laf yetiştirmeye çalışma çabasıdır.
psikoloji ihtisasım psy 101 ve 102'den ibaret olsa da bunun o obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu başlangıcı olduğunu söyleyebilirim.

---kestik---

ayardan kastım az çok okuma yazma bilen ve tek parmak da olsa klavye kullanabilen herkesin sözlükte 3-5 dakika geçirmesi sonucunda girebileceği bakınızlar değildir.
bir fikir vermesi babında: (#105266)

---devam---

gezegenimizin üzerinde milyonlarca, belki milyarlarca farklı fikir var ve bunların zaman zaman çarpışmasından daha normal bir şey düşünemiyorum. reel dünyada böyle iken onun bir yansıması olan sözlüklerde de durumun daha başka olmasını bekleyemeyiz.
bir sürü farklı insan ve bu insanların bir dolu farklı görüşü olacaktır: bazıları saçmadır, bazıları sığdır, bazıları yanlıştır. isteyen istediğine katılır istemediğine katılmaz, katılmadığını eleştirebilir, düşünceye muamele yaptığı sürece yerden yere vurabilir, göklere çıkarabilir, vs.
(bu görüşler hakkındaki yargılarımızın(saçma, sığ, vs.) sadece bizim öznel fikirlerimiz olduğunu ve bunlara da isteyenin katılıp isteyenin katılmayacağını söylememede sanırım gerek yok.)

işte ayar müessesesi bu tip durumlarda, zaman zaman devreye girebiliyor. biri birinin görüşlerine katılmadığında eğer ki maçası sıkıyorsa o fikirleri alır, katlar, kenara koyar. bunda bir yanlışlık yok.

misal "hububat fiyatlarındaki önlenemez artış" konusunda hararetli bir tartışma sürerken biri çıkıp kendince bir analiz yapıyor ve doğal olarak bunu insanlık* ile paylaşıyor, diğeride bunu görüp daha paketi açılmadan bu görüşün altından dayanağını çekiveriyor. konu ile bağlantılı diğer başlıklarda da benzer ayarlar devam ediyor, vs.

başlık ile resmedilmeye çalışan yazar işte tam burada devreye giriyor. fark ediyorsun ki konuya "bende yazarım, bende ayar verebilirim" mantalitesinde yaklaşan kişi bir an olsun ensenden ayrılmamaya başlamış.
konu 'hububat fiyatları' olmasına rağmen "ben seni yerim" seviyesine inmiş.
tartışma, 'laf soksam da rahatlasam' sığlıgına dödürülmüş. adeta bir sidik yarışına başlanmış.

bir bakıyorsun her başlığına laf yetiştirilmeye çalışılıyor, her entryne acaba bana mı laf koydu gibisinden yaklaşılıyor, senin bir entry girdiğin başlığında elemanın beş entryisi bulunuyor.
sürekli bir şeyleri yalnış* yazman, kötü bir espri yapman, vs. bekleniyor.

otla atıyorsun, ilk gelen ayarzedemiz oluyor. şarkı sözü giriyorsun "böyle şarkı olmaz olsun" yazıyor. kendince espri yapıyorsun "buna mı gülecez şimdi?" diyor.

açık yakalanamadıkça seviye düşüyor, seviye düştükçe iş hakarete varmaya başlıyor...

(yor, yor, yor, devam etmişiz ben bile sıkıldım.)

hayır anlamadım ki ne kanıtlanmaya çalışılıyor?
bu nasıl bir hazımsızlıktır yahu? nasıl bir ezikliktir?

"bükemediğin eli öpeceksin, koçum!" demiyor ki kimse. 'altta kalma', 'üste çıkma' meselesi değil ki bu.
rahat olun biraz yahu daha ne ayarlar alırsınız, ne ayarlar verirsiniz. hayat ne güzel vapurlar falan... * *

(düzeltiyorum yukarıda koftiden de olsa bilimsel bir yaklaşım sergilediğimiz için "ezik" demek bize yakışmaz 'nevi şahsına munhasır' diyelim.)
yediğin ayarın tadı damağında kalmıştır. belki bir kez daha o tadı alır mıyım amacıyla yazar takip etmektir.
EN BÜYÜK AŞKLAR KAVDA iLE BAŞLAR SÖYLEMiNDEN HAREKETLE OLABiLiR Mi OLABLiR.
yenilen pehlivan güreşe doymazmış misali yapılan yazar davranışı.