bugün

Hasan Ali Toptaş'ın "Harfler ve Notalar" isimli kitabının "Ayakta Yazmak" bölümünde, Tahsin Yücel'in "Yazın Gene Yazın" adlı kitabında yer alan şu olaydan bahsedilir:

Fransız yazar Michel Tournier, bir söyleşi yapmak üzere Clericourt hapishanesine davet edilir. Azılı mahkumların bulunduğu hapishanede, mahkumlar marangoz atölyesinde çalışmakta ve kalan zamanda da kitap okumaktadırlar. Konuk yazarın bazı kitaplarını da okumuşlardır. Mahkumlar ve yazar hem bu kitaplar hem de genel olarak yazma üzerine konuşurlar. Sohbetin bitiminde yazar mahkumlara:

"Ayakta yazmak gerekir" der,
"Hiçbir zaman diz çökerek yazmamalıdır."

Toptaş'ın değerlendirmesine göre burada Tournier'nin kastettiği ayakta durarak yazmak değil, kimseye boyun eğmeden yazmaktır, fikirlerini korkusuzca savunmaktır.

Söyleşinin üzerinden üç ay geçmiştir ve bir gün Tournier'nin evine bir armağan gönderilir. Uzun ayaklı ve eğik yüzeyli bir sehpa... Yanında kısa bir not vardır:

"Ayakta yazmak için. Clericourt mahkumlarından."

Yazıyı gene Toptaş'ın değerlendirmesiyle bitirelim:

"Kapısına getirilen bu ilginç masayı gördüğü zaman Tournier'nin aklından neler geçti bilemiyorum. Ben olsaydım, herhalde onu gönderen mahkumların sözlerimi gayet iyi anladıklarını, kendi sözümü bana hatırlatmak için de anlamamış gibi davranarak şakacı bir ruhla bu masayı yaptıklarını düşünür ve hafifçe gülümserdim.

O uzun ayaklı masayı da, üzerine iliştirilen notla birlikte evin içinde her daim rahatça görebileceğim bir yere koyardım."