bugün

çoraplarınızın renklerinin birbirinden alakasız olmasına, hatta ayrı eve çıkmak istemelerine dahi vesile olacak hadisedir.

işe gidiyorum ve evden bayağı uzaklaşmış durumdayım, yolda milletin abuk subuk ayakkabılarıma baktığını seziyorum ve 3. kişi de bakınca artık eeeh eytere beea diyerekten kontrol ediyorum ve çorapların birinin mavi, birinin siyah olduğunu farkediyorum. * buraya kadar her şey aşağı yukarı tamam.

Mesai başlıyor.

- abi çoraba bi bakiim senin. aaa! lan bunl..

+ o moda oğlum bilmiyor musun sen.

- (biraz düşünür, emin olamaz ve bozuntuya da vermez) vayy kardeşim benim tarz takılıyorsun.

+ ne olacaktı sığır. sizin gibi her gün siyah çorap mı giyip geleyim?

- kanka şahane hayatın var ne diim.

+ eyvallah.
masadan kalkılır ve lavaboya gidilir.

aynadan önce bir süzerler, sonrasında ilk etapta arkadaşlardan biri hafif dikkatlice bakmaya başlar..

- aaa! bak bi sen bana.

+ (bu arada ben hiç bozuntuya vermiyormuş ayağında) hayırdır abi ?

- abi rengini diyorum rengini! hasta mısın tekeş! ( diğer arkadaş atılır, o da şöyle bir süzer) "kanka renk körlüğü var galiba sende"

+ oğlum kafa bulmayın benle, siz de biliyosunuz da beni yemeyin şimdi. moda bunlar moda. fırlamalar!

- (diğer arkadaşa hitaben)lan o ayakkabıda olmuyor muydu?

+ manyak mıyım lan ben durduk yere alakasız renk giyeyim! e hem bir daha giymem, anlaşıldı, baksana; millete anlatmaktan işimizi yapamayacağız besbelli!

- abi kusura bakma nereden bilelim, bizim cahilliğimiz.

+ ya bırakın koca memlekette bir adamın da mı ayağında görmediniz yazıklar olsun...

o gün, onların dışında 5-6 kişi aynı şekilde sorar ve hepsi kendinden şüphe eder. vay arkadaş bari biriniz de itiraz edin. yok.