bugün

7 aydır üstünde çalışıyorum, en sonunda senaryomu tamamlayıp nuri bilgeye gönderdim.

"al sana sanat filmi için senaryo" dedim, "çek şunu cannes da ortalığı ateşe verelim". okudu, "sanat filminde vurucu şey, durağanlık" dedi, "öyle ki insanlar sıkıntıdan kendini sikmeli". belki de duygusalımdır bu aralar..

evet aga, bilirsin bu tipleri, şu ahir hayatımızda "kısa mesafe taksi serüveni"ndeki kısalığa düşen metreleri adımlarken dar ederler hayatı. mevsimine göre "hırrşş hırrrş"(kış mevsiminde tabiki seni gerizekalı-bot efekti, kelebek etkisi) ya da "şlaarrp şalarrpp" (bu da parmak arası için remix) deyu tecavüz ederler kulağına şehrin gürültüsüyle birlikte.

nure de ancaaa maymun etsin milleti; adam görmüyor, duymuyor, konuşmuyor. ne güzel eleştirdim leen, eheheee!
superstar'ların* altını mermer vb. yüzeye sürterekten yürümek zevkle yapılan bir işkence yöntemidir. öyle ki artık bu sese alışmış olan yakın çevre zile basmadan apartman içindeki sesleri duyarak kapıyı açmaktadırlar.