bugün

Düğmeye mi bastılar, yara kabuğu mu kaşıdılar bilmem ama birileri gene birtakım kıpırtılar içinde... Çoluk çocuğa bayrak yaktırıp ortalığı karıştırmalar, kıçıkırık örgütlerin gariban militanlarına linç girişimleri, kitap toplayıp yakma istekleri, protesto bildirileri falan filan...

Acaba birileri Erdoğan'dan ve AKP iktidarından seçim yoluyla kurtulamayacaklarını anladılar da gene balık avlayabilmek için suyu mu bulandırmaya çalışıyorlar?

Hani tam da Amerikan basınında ters ters yazılar çıkarken... Hayrola, Amerika Türkiye hakkında fikir mi değiştiriyor?

Peki de, Kıbrıs'tan çekilecek, Kürt devletine göz yumacak, Ermeni iddialarına boyun eğecek bir 'ekibi' nereden bulacak Amerikan yöneticileri, uzaydan mı getirecekler?

Yoksa Talabani umum Irak'a hükümdar olunca Kürt devleti işi de rafa mı kalktı?

Yok eğer Türk faşistleri 'Amerika'ya rağmen' bir işe kalkışma eğilimi içindelerse, kime ve neye güvenebilirler?

Yoksa Kürt uyuşturucu mafyası bu kez daha büyük çapta, bu kez pek artık öyle 'düşük yoğunluklu' falan olmayacak bir iç savaş çıkartıp bundan faydalanmak gibi karanlık işler mi peşinde? Türk faşistlerini Kürt mafyası mı kışkırtıyor, yanlışa sürüklemek için? Son derece uyanık olan ayrılıkçılar, bizim 'akılsız ve aşırı tepkilerimize' mi güveniyorlar?

Muamma yahu...

Faşizmin kitle tabanı hazır. 'Hava' da uygun.

Profesör Nur Vergin, geçen gün, bu koşulları sıralıyordu: Farklı olana karşı tahammülsüzlük ve düşmanlık, en ufak fikir tartışmasını kavgaya dönüştürmek, can ve mal güvenliği eksikliği, korku ve şiddet, kuralsızlık, normsuzluk, çeteleşme, zorbalık, güce tapmak, ahlak ve hukuk kurallarını hiçe saymak, aydın düşmanlığı, sıradanlığın ve çapsızlığın ödüllendirilmesi, liyakat üzerine kurulu hiyerarşilerin altüst olması, değerlerin değersizleşmesi, bıkkınlık ve yılgınlık...

Alın buna çok geniş çapta işsizlik ve parasızlığı da ekleyin... Biri ötekini doğursun.

Bu tablo günümüz Türkiye'sinin özeti yahu!

Tıpkı otuzlu yıllar başında Almanya gibi.

iklim son derece müsait.

Üstelik amansız bir gecekondu kalabalığı ve çok büyük çapta lumpenproletarya hakimiyetiyle, Almanya'dan daha da müsait.

Böyle bir gelişmeye 'solcular' karşı çıkamazlar, direnemezler, gene çil yavrusu gibi kaçacak delik ararlar. Hiç boşuna imza toplayıp, bildiriler mildiriler yayınlayıp gene kendilerini kandırmasınlar. Solun esamisi okunmaz.

Türkiye'yi faşizmden koruyacak olan, gene 'dinci' dediğimiz kesimin içindeki 'demokrat' unsurlardır.

Onlar sağlam durabilirlerse... Korkmayın.

Ama onlar da 'kendi faşizmlerine' heves eder, örneğin ceza kanunu, basını susturma gayreti, zinaya hapis cezası falan gibi konularda ipuçlarını verdikleri birtakım ahmaklıklar sergilemeye kalkışırlarsa... En başta kendilerini yakacak olan tehlikeyi görmeye çapları yetmezse...

O zaman yandı gülüm keten helva.

Avrupa Birliği konusu da bir daha açılmamak üzere kapanır. Sittirici bir Ortadoğu ülkesi olur kalırız. Üstelik parçalanmış.

Yoksa böylesi mi işimize geliyor? Gerilik içinde rahatlık. Devekuşu kolaycılığı. ikinci kümede şampiyonluk garantisi!

Öyle ya, Avrupa kupalarında varlık gösteremiyoruz ama Asya kupasında var mı karşımıza çıkacak?

engin ardic
asla gelmemesi gereken ama pis suratlı pkk'lıların gelmesini zorla istedikleri eylem.

(bkz: zevk alınan pozisyonlar)
yerçekimi durduğu yerde durur lakin sen ağacın altına oturursan elma kafana düşer. ve ben yerçekimini buldum dersin.