bugün

çılgın ve bir o kadar da karmaşık bir hayat yaşayan birinin ülkesinden uzakta kendi kadınlarının kokusu ve ellerine hasret kaldıgı anlarda düştüğü eylemsel durum. franky, yatagında meni kokusu üzerine sinmiş onlarca kızla mıncıklaşmışken neden hala türk kızlarını bu denli istıyosun ki? ee çünkü sıra onlara geldi tekrar.

bir kızı çekici yapan ve ona dokunma isteği uyandıran iki unsur vardır. boyun ve koku. bu ikisinden mahrum her canlı kıza çirkin ve freaky deme olasılığım her zaman mevcut. ki kimi özel kaynaklarda bununla ilgili delillere ulaşmak da mümkün. yahu ama olmuyor ya. nasıl bir acı bu, bilseniz. her gece farklı bir kızla sevişmek, ertesi gün adını bile hatırlamamak hatta bazen "yatagımda ne arıyon lan sen" diye o anda kovalamak falan fıstık. ee ama size bunları anlatıp ağzınızın suyunu akıtacak değilim. zira nasırlanmış elleriniz için yastık altında dergi sakladıgınız kesin. off cidden böyle misiniz lan? hayır yani küçük oniki yaşındaki kuzenim bile yavru mıncıklamaya başlamışken sizde durum vahim. yazık. acıyorum lan.

avrupalı bir kızla tanışıp yatakta parendeler attırmak belli bir karizma ve çekicilik gerektirir. ee bunu da sınırlı sayıda insan başarıyor zaten. franky da onlarda biri ve en önde bayrak taşıyanı hatta. ee ama olmuyor işte, olmuyor. onunla sevişmek için can atan onlarca kız arasından aradığı yine bir türk. buldugu yerde ilk yapacağı kucağında sarmalayıp boynundan uzunca öpmek ve kokusunu en derinlerde hissetmek. çünkü su anda tek istediği bir türk kızının kokusu. ee haliyle ona bunu verebilecek sayılı sayıda türk kızı var. malum seçecek taraf her zamanki gibi yine franky.

efendi franky diye başlayan mesajlarınızda boynundan öpülmek isteyen kızlar özel bir not düşmeli ve yapacağım ön elemelerden geçmesi halindeyse belirsiz bir tarihte frankynin koklaması için onu beklemeli. sadık kalarak. işte belki o anda "ruhumu ona teslim etmek için bekliyor olacağım."
(bkz: birleşmiş milletlerdeki bütün kızlarla seviştim)