bugün

400 sayfalık tek bir paragraftan ibaret, tipik ve muhteşem bir Bernhard monoloğu. Anlatıcı her zamanki gibi uyumsuz, takıntılı bir sanat ve düşünce insanı. Sürekli olarak insan karakter, davranış ve düşüncelerini gözlemleyen, irdeleyen, tutkuyla eleştiren, bıkıp usanmadan çıkarsamalar yapan, akıl yürüten biri. çevresindeki insanları, onların bayağlıklarını, ahmaklıklarını, acımasızlıklarını, çıkarcılıklarını taviz vermeksizin ve kendinin de birkaç yerde ifade ettiği gibi biraz da abartarak analiz ediyor. Bernhard karakterleri her zaman iki ayrı gruba ayrılıyor: Düşünce insanları ve küçük, bayağı, değersiz olanlar.. Anlatıcı, doğup büyüdüğü ve nefretle terk ettiği dev çiftlikdeki yaşam biçimi, katoliklik, nasyonal sosyalizm ve küçük gördüğü aile bireyleri ile hesaplaşıyor bu kitapta. Hiçbir çiğ davranış ya da sahtekârca tutum gözünden kaçmıyor. Tabii kendi hainliği ve alçaklığına da değinmeden geçemiyor bir bernhard kahramanı olarak. Göz yaşartacak kadar kusursuz ve çarpıcı bir kitap. Mükemmel Bernhard çevirilerinden ötürü Sezer Duru teşekkür ve tebriği fazlasıyla hak ediyor.