bugün

sonsuzluk konusu ateist ve teist için bir muammadır. benim için sonsuzluk vardır ispatım mı? elbette yok zaten olsa sonsuzluk olur muydu ayrı bir mesele .aynı durum teist arkadaşlarda da yaşanır.sonsuz olan her şeyi yaratan bir tanrı vardır ama küçük bir çocuk her şeyi tanrı yarattıysa tanrıyı kim yarattı diye sorar.cevap yoktur,çünkü her şeyi bir yaratıcıya bağlıyorsak yaratıcının yaratıcısı gibi belirsiz bir kavram çıkar ortaya.ben nasıl ispatım olmadan sonsuzluk vardır diyorsam, örneğin bir müslüman bunun cevabını verirken sadece ayet kullanabilir.yaratılmamış ve sonsuz güçte olduğundan bahseder tanrıyı tanrıyla açıklar doğrusu. asıl olarak bu sorun salt ateistlerin değil tüm insanlığın sorunudur.
sonsuzluk, tıpkı matematiğin hiçlik veya sıfır kavramları gibi, veya masal kahramanları gibi, ya da ezel ve ebedi gibi, insanın kendi kafasında uydurduğu, doğada karşılığı olmayan bir akıl yürütme aracıdır. mesela bir fizikçi formülün sonunda sonsuzluk işaretini bulursa bunun anlamı henüz o konu hakkında birşey bilmediğidir, tıpkı bugün karadelik dinamiklerinin formüllerinde yaşandığı gibi.

sonsuzluk, tıpkı diğer kavramlar gibi, insanın hayal gücüne takviye için geliştirdiği, kurguladığı, farz ettiği yardımcı bir kavramdır. bir dönem royal society'nin başkanlığını da yapmış olan astrofizikçi martin rees 2012'de katıldığı bir radyo programında "bilim büyük sonsuzluk problemini çözebilecek mi" tarzında bir soru ile karşılaştığında şu yanıtı verir:

-"büyük sonsuzluk problemi mi? birin üstüne bir eklersin, gider de gider, sonsuzluk problemi denen bundan başka birşey değildir".
mekan ve zaman bizim zihnimizde var olan kavramlar, dışarıda zaman veya mekan diye bir şey yok. iki şey birbirlerine özdeş olmamak veya bir şey aynı anda birden farklı yerde olamamak zorunda değil dışarda. dışarda öncelik ve sonralık yok, yağmur yağmadan önce yerler ıslanabilir yani, neden-sonuç yok. bunlar bizim zihnimize ait, varoluşu algılarken-yorumlarken kullandığımız kategoriler. evren sonsuz mu diye mi sorana tek şey söylenebilir, evren senin zihninin alabildiği kadardır.

neyse buradaki tutarsızlığı da söylemeden geçmeyeyim. şimdi bir teist evrenin sonlu olduğuna inanıyor ve bunu da sonsuz yaratıcıyla açıklıyorsa ona rahatlıkla şu sorulabilir: "arkadaşım sen evreni açıklamak için tanrıyı öne sürüyorsun ama daha basit olanı daha karmaşık olanla, daha mümkün olanı daha az mümkün olanla, daha az versayım gerektireni daha çok varsayım gerektirenle açıklamakta bir sorun görmüyor musun? kendisi açıklanmaya muhtaç olan şey başka bir şeyi nasıl açıklar? mesela elektriği açıklarken elektronların yer değiştirmesiyle açıklıyoruz. elektronlar neden yer değiştirir: a)canları sıkıldığı için bunalıp yer değiştirirler b)yük dengesizliği sonucu oluşan itme-çekme kuvvetleriyle. şimdi birincisini kabul etsen elekronların canlarının nasıl sıkıldığını da açıklamak zorunda değil misin? o halde sonlu evreni açıklamak için sonsuz bir yaratıcıyı öne sürmektense direk sonsuz bir evreni düşünmek daha tutarlı olmaz mı? burada zor durumda kalan sen misin yoksa ateist mi?

teizm-ateizm sığ tartışmalarına takılıp kalınmasındansa; vahdet-i vücud, panteizm veya pan-en-teizm'in birçok sorunu çözen tanrı-evren görüşlerinin dikkatle incelenmesini öneririm.
basligi acanda, altina zamanini ayirip uzun uzun entry girende ya salak ya da zekasini bosa harcayan zeki insanlar ama sorun şu ki bu insan oğlunun cevap vermesi gerektigine inanilan ve ancak mantık, deha ikilisinin sinirlarinda cozumlenecek bir sorun değil. din/ateizm geyigi artik beni sikmaya basladi cunku bir taraftaki salaklar diger taraftaki salaklarin haksizligini sanki amaca varacakmis gibi durmadan kavga ediyorlar. en iyleri ya benim gibi koseye cekilir ve siz salaklari izleyip ic gecirir ya da guler.
sonsuzluğun varlığını yokluğunu tartışmak dahi saçmadır. ne mekan ne de zaman boyutları sonlu olamaz.