bugün

Devrimcilerin veya solcuların hep ayrımlarından bahsettiği, "devrim halka rağmen mi, yoksa halk için mi?" sorunsalının çıkış noktasını arz eden durumdur. Devrimci veya solcu bir örgüt, eğer bugün atatürkçülüğü reddedip, bunun üzerinden halk için söylemlerde bulunmaya çalışırsa, toplumsal anlamda büyük yanılgıya düşer. eylem alanlarında en çok eleştirdiğimiz nokta, anarşist boyutlara kaçan, radikal sol yapılanmaların eseri olan "yağma-yıkma-yakma" ile ifade edebileceğimiz abartılı boyutlara ulaşan eylem tarzlarıdır. bugün devrimciliğin veya halkçılığın adı 'atatürk'te birleşmek'tir. kaldı ki gezi parkı eylemlerinde ilk 10 günden sonra, kitlenin artış göstermesini beklerken, ciddi oranda azalma olması, atatürkçü olan halk kesiminin meydanlardan kendisini çekip, anarşist eylemlere alet edilmek istememesidir. halk atatürkçü bir devrim veya model istiyor. bunun karşısına sırf sosyalizme sempati besliyorlar diye, leninist veya maoist bir devrim modeli benimsenecek olursa, o zaman "halk için değil", "halka rağmen" devrim olur. ben geçmişte atatürkçü bir yapılanmanın üyesi olarak -bu kesinlikle chp değildi- bu ayrımın sol anlayışa ters olduğu kanaatindeyim.