bugün

farklı kavramlardır.kemalizm müdafaa-i hukuk ve kuva-yi milliye zihniyetinin,Mustafa Kemal Paşa önderliğinde oluşturduğu, 1920 lerde başlayıp 1938 ile sona eren bir ideoloji iken.Atatürkçülük 1938 sonrasıtmilli şef ismet inönü önderliğinde oluşturulmuş, bir çok açıdan kemalizm ile taban tabana zıt ideolojidir.Çünkü Mustafa Kemal Paşa ve fikir arkadaşları ile ismet inönü ve arkadaşlarının toplum ve devlet yönetimi anlayışı ince nüanslarla değil kalın çizgilerle birbirinden ayrılır;
Atatürkçülük anlayışı batılılaşmayı hedef olarak belirlerken,kemalist yaklaşım anadolu tarihini görmezden gelmeyerek ve Kurtuluş Savaşı gib bir cihan harbinin galibi millete uygun olarak batılılaşma gibi bir gaye benimseyemez.Onun yerine çağdaşlaşmayı hedef gösterir.Bu ince gibi görünen fark,o toplumun öz saygısını,millet onurunu belirleyen derin bir unsurdur.Diğer yandan kemalizmde makbül insan,çıkış noktasını kendi vatanından almış bitiş noktası yine kendi vatanı olan insan iken,kemalizm sonrası dönemde hüküm süren atatürkçülük anlayışıyla milletin makbül insanı bir anda batıya benzeyen insana dönüşmüştür.Günümüzde de bu böyledir.Atatürkçülük anlayışı,dış politikada ingiltere,fransa birlikteliğine yönelirken,kemalizm doğuyu esas alan bir dış politika benimser.Osmanlıdan bu yana anadolu tarihine bakıldığında siyasal ve sosyal açıdan bu toprakların doğal yönünün hangisi olduğu,cevabı çok da zor olmayan bir soru.Kemalizm'in dünya algısında ''mazlum milletler'' belirgin bir yer teşkil ederken,inönü'nün yarattığı Atatürkçülükte bu anlayışın izini dahi bulamazsınız.Aksine batının kuyruğuna takılmayı marifet sayar.Kemalizm totoliter anlayışla mücadele eder,açıkça anti-emperyalisttir;oysa Atatürkçülük tıpkı batı nasyonalistlerini andıran ''milli şef'' kavramını ortaya koyar.Kemalizm,ulus kültürünü ön planda tutar,Türk Dil ve Tarik Kurumunu kurar örneğin;atatürkçülük döneminde ise okullarda bir iki eser dışında milli eser okutulmaz;yabancı eserlerin tercümeleri ön plana çıkarılır..Kemalizm,hüküm sürdüğü yaklaşık yirmi senede,ingiltere,Fransa veya başka hiç bir batı ülkesiyle bırakın ittifakı,tek bir antlaşma yapmaz.Suriye ile kurulabilecek bir federasyondan bahseder,Irak'a ingiliz mezaliminden kurtulabilmeleri halinde dış politikada müttefik olmayı vaad eder;Rusyayla dost geçinir;inönü'nün Atatürkçülüğünde ise,daha başından doğuya karşı ingilizlerle ve Fransızlarla antlaşmalar yapılır;düşünün bugün de birileri batının koluna girip Irak ive Suriye savaşı göze alıyor...kemalizm'in kurcusu Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Savaşı gibi yıkıcı ve yorucu bir savaştan çıktıktan sonra bile Hatay için Fransızlarla,Musul yüzünden ingilizlerle,On iki Ada yüzünden italyanlarla savaşı göze alıyor;kemalizm'in vatan,millet,devlet bilinci bu.inönü Atatürkçülüğü ise durum tam tersidir;bu ülkeye batıdan korkmayı,aman batıyla bozuşmayalımcılığı yerleştiriyor...

bu farklılık listesi böyle uzayıp gider.işin özünde kemalizm ile atatürkçülük arasında tabiri caizse kafa olarak fark var.kendine güvende,ceddine saygıda,batıya ve doğuya bakışta,kültür yapısında kısacası hayat algısında fark var.tıpkı Mustafa Kemal Paşa ile inönü arasındaki fark gibi...Bugün Atatürk'ün partisiyim diye geçinen Chp,iktidardaki Akp dahil hakim siyasal yapının da kökeni ismet iünönü'nün atatürkçülüğüne dayandığını görüyoruz.ulus olarak içinde bulunduğumuz açmazların ana nedeni de budur.Bizim kurtuluşumu,ileriye değil geriye gitmekle mümkün olacak gibi gözüküyor.