bugün

tarih 10 ağustos 1915...
conkbayırı.

sabah saat 5.00.
mustafa kemal'in emri ile türk askerleri conkbayırı taarruzunu başlatıyordu.
bu taarruz çanakkale kara savaşlarının kaderini değiştirecek pek çetin bir taarruzdu.
taaruz heyecanıyla en ön saflarda yer alan mustafa kemal kendisine ainiden bir şey çarptığını hissetti.
göğsünde bir acı vardı, elini göğsüne götürdü, elleri kan olmuştu.
üniforması yırtılmıştı, yırtılan üniformasından elini sokarak omega marka saatini çıkardı, şarapnel isabet edip saat parçalanmıştı. parçalanan saat sayesinde tanrı mustafa kemal'i türk milletine bağışlamıştı.

mustafa kemal'in saatinin parçalandığını gören genç bir teğmen kolundan zenith marka bir kol saati çıkardı ve komutanı mustafa kemal'e verdi...

1922 temmuz ayı.
akşehir...
sakarya zaferi kazanılmış, yunan ilerleyişi durdurulmuş, türkler artık taarruz safhasına gelmişlerdi.
büyük taarruzun hazırlıkları tüm hızıyla sürüyordu.
ingilizlerin ünlü generali charles townshend britanya imparatorluğunun elçisi sıfatıyla mustafa kemal ile görüşmek üzre akşehir'e' gelmişti.
generalin niyeti pazarlık etmek ve türk ordusunun durumu hakkında bilgi edinmekti şüphesiz.

akşam yemeğinde townshend ve mustafa kemal paşa bir araya geldiler,
mustafa kemal kolundaki zenith marka kol saatini çıkardı ve townshend'e verdi.

"sayın general, biz türklerde misafire hediye vermek adettir, benim hediyem de bu saattir, bu saat bana bir teğmenimin emanetidir. teğmenim bu saati bana anafartalarda emanet verdi, hayatını kaybeden bir ingiliz subayından almış. saatin arkasında ingiliz subayının künyesi bulunmakta, malesef 1915'ten beri saatin sahibinin ailesini arayıp bulmaya imkan bulamadım, sizden rica ediyorum, emanet olan bu saati, merhumun ailesine teslim ediniz..."

ingiliz general bu saat ile mustafa kemal'in vermek istediği mesajı anlamıştı.
türkler ne pahasına olursa olsun davalarından vazgeçmeyecekti, bu uğurda dün olduğu gibi, bugün de gerekirse ingilizlerle dahi savaşmaya hazırlardı...

işte o geceyi general townshend şöyle anlatıyor;
"pek çok hükümdarla, devlet başkanlarıyla görüştüm, defalarca resmi, özel konuşmalar yaptım. fakat hayatımda hiçbir zaman o geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum..."
Ayar vermeyi mckinsey'in düzenlediği davos forumunda 'one minute' demek zannedenlerin iyice okumaları gereken ayardır.
okumadım ama, yine de titredim. sonuçta paşam ayar vermiş. evet.
Öyle ki elçiler artık akşamları atadan ayar yemek için köşke gelirlermiş.

Hatta Rivayet odur ki Atamız o italyan Elçiye Hatay, Antalya ve izmir için hep aynı ayarı kullanmıştır.
Ingilize vuruyorsun sesi akpliden çıkıyor..