bugün

uzaktan bakmıştır, sonra da sürün gitsin demiştir.
ic ayaklanmalari ve savasi önlebek dogu cephesinde sirtindan vurulmamak icin mantikli bakmistir...
Nutuk'ta anlatılan kadarı yeterlidir.
Tabi anlayana..
Sütünü inkar etmeyene..
Hala serefli kalabilene..
ataturk ermenilerin isgal etigi topraklarimizi hic onemsememiştir. izmirin isgaline kadar milli mucadeleye katilmamis yunan isgali sonucu anadoluya gecmistir.tek derdi batinin yunanlilardan temizlenmesiydi. dogunun kuvvet kullanmadan siyaset ile cozulebilecek sorunlari oldugunu dusunmustur. batidaki komutanlar silahlarini teslim edip orduyu dagitmisken ordusunun basinda olan kazim karabekir ermenilere saldirmak ve topraklarimizi geri almak ister. ataturk ise ermenileri ruslara karsi bir koz olarak kullanmaktadir. ingiliz ve fransizlarca desteklenen ermenilerle rusya'nin bolsevik ermenileri arasinda bir mucadele vardir. bu nedenle kazim karabekir'i ermenilere karsi saldirmasini bir sene kadar oyalar kuvvetlerini batiya cekmesini ve doguyu kendi halinde cozebilecegine inanir. kazim karabekir batiya gitmez bekler ve en sonunda ermenilere karsi harekette gecer. batuma kadar isgal eder. ruslar bu bekleme suresince turkiye'yi itilaf devletlerinin destekledigi ermenilere yardim etmekle suclar. ne paradoks degil mi? enver pasa'nin gayretleriyle ruslar bizi desteklemeye karar verir.ama mustafa kemal hic bir zaman ruslara guvenmemiştir. onlari gucsuz fakir gormustur. belki itilaf devletleri ile rusya'nin savasip ugrasmasini dusunmustur. rusya gibi bir faktor olmasaydi itilaf devletleri turkiye'yi isgal etmeden giderler miydi acaba? ruslar da ataturk'e guvenmemiş uzun zaman yardim etmek istememiştir. onlara gore ataturk bir burjuva devrimcisidir.

"Türkiye'de yönetim; bizi itilafa satmaya hazır, kadetlerin, oktobristlerin, milliyetçilerin elinde. Ancak bizi satmaları çok güçtür, çünkü Türk halkı itilafın yaptığı zulme karşı ayaklanmıştır. Biz bağımsız Azerbaycan Cumhuriyetine, feodalleri başlarından atmış olan Müslüman köylülerin haklı kurtarılışını gerçekleştirmek için yardımımızı sürdürdükçe, Sovyet Rusya'ya karşı yakınlığı artmaktadır."
lenin

Biz, bizimle aynı düşüncede olmayan kitlelere de sabırla yardım ediyoruz. Bunlar fikren dahi bize muhaliftirler. Mesela Sovyet Hükümetinin Türkiye'ye yardımcı olduğunu biliyorsunuz. Biz, başında Mustafa Kemal bulunan hareketin Komünist hareketi olmadığını bir dakika bile unutmuyoruz. Ankara'daki halk hükümetinin birinci oturumunun stenograf zaptı gözümün önündedir. Mustafa Kemal, halifenin şahsını düşmandan kurtarmak istiyor... Bu Komünist prensibi midir? Hayır asla... Mustafa Kemal'in Türkiye'de yürüttüğü siyaset, Komünist enternasyonelin siyaseti değildir. Fakat ingiliz hükümetinin aleyhine yürüyen her inkılap mücadelesine yardım etmeye hazırız. Bu saatte Türkiye'de terazinin gözü kim zengin ise onun tarafına eğilmektedir. Lakin bunun başka türlü olacağı zaman da gelecektir.
zinoviev
--spoiler--
Devlet yetkililerinin ve tarihçilerin çeşitli açıklamalar yaptığı 1915 olaylarına ilişkin Mustafa Kemal Atatürk’ün görüşleri merak konusu oldu.

“Ermeni Soykırımı” iddiaları yüzüncü yıl nedeniyle son zamanlarda gündemde oldukça geniş yer tuttu. Devlet yetkililerinin ve tarihçilerin çeşitli açıklamalar yaptığı 1915 olaylarına ilişkin Mustafa Kemal Atatürk’ün görüşleri merak konusu oldu.

Atatürk, 26 Şubat 1921’de Amerikalı gazeteci Streit ile yaptığı mülakat sırasında 1915 olaylarına ilişkin açıklamalarda bulunmuştu.

Kaynak Yayınları’ndan çıkan “Atatürk’ün Bütün Eserleri” çalışmasının 11. cildinin 60, 61 ve 62 sayfalarında yer alan bu röportajda, Atatürk “Dünya kamuoyu, Ermeni ahalisinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz” demişti.

‘ERMENi AHALiSiNiN TEHCiRi HUSUSUNDA…’

Mustafa Kemal, gazeteci Streit’in “Harbi Umumi esnasında yapıldığı mütemadiyen ağızlarda dolaşan Ermeni katliam ve tehciri hakkında hükümetinizin resmi görüşü nedir?” sorusuna şöyle yanıt vermişti:

“Rus ordusu 1915’te bize karşı büyük taarruzunu başlattığı bir sırada o zaman Çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Ermeni Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti. Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında çekilmeye mecbur kaldığımız için kendimizi daima iki ateş arasında kalmış gibi görüyorduk. ikmal ve yaralı konvoylarımız acımasız şekilde katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu.

Bu cinayetleri işleyen ve saflarına eli silah tutabilen bütün Ermenileri katan çeteler, silah, cephane ve iaşe ikmallerini bazı büyük devletlerin daha barış zamanından beri kendilerine kapitülasyonların bahşettiği dokunulmazlıklardan istifade ederek ve bu maksada yönelik olarak büyük stoklar husule getirmeye muvaffak oldukları Ermeni köylerinden yapıyorlardı.

ingiltere’nin barış zamanında ve harp sahasından uzak olarak irlanda’ya reva gördüğü muameleye hemen hemen kayıtsız bir şekilde bakan dünya kamuoyu, Ermeni ahalisinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz. Bize karşı yapılmış olan iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve bunlardan çoğu, şayet itilaf devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi, evlerine dönmüş olurlardı.”

‘AMERiKALI GENERAL HARBORD ŞAHiDiMiZDiR’

Gazeteci Streit’in “Ermeniler ve Rumlar tarafından Türklere karşı vukuu rivayet edilen katliam hakkında ne gibi malumat verebilirsiniz?” sorusuna ise Atatürk şu yanıtı vermişti:

“Gerek Umumi harp sırasında gerek Mütareke’den sonra Ermeniler ve Rumlar tarafından Müslüman ahaliye yapılan zulümler üzerinde durmak uzun bir hikaye olur. Brest-Litovsk Antlaşması’nın yapılmasını müteakip Rusların Doğu vilayetlerimizi tahliyeye başladıkları sırada Ermeni çetelerinin yapmış oldukları katliam ve tahribat kafi derecede herkesin malumudur. Sivas’ta benimle görüşmüş olan, daha sonra bu bölgeleri ziyaret etmiş eden ve buralarda Ermeni çetelerinin davranışları hususunda tafsilatlı gözlemlerde bulunarak daha sonra kendisine bu konuda anlatmış olduğum şeylerin doğru olduğunu Amerikalı General Harbord, Amerikan kamuoyunun kendisinden faydalı malumat temin edebileceği bir şahidimizdir. Taşnaklar daha sonra da Kars ve Oltu bölgelerinde Alexandropol Antlaşması’nın yapılmasına kadar cinayetlerine devam etmişlerdir” diyerek yanıtlamıştı.

‘WiLSON PROJESi SADECE GÜLÜNÇTÜR’

Atatürk, “Wilson Ermenistan sınırları hakkındaki fikriniz nedir?” şeklindeki soruyu da şöyle yanıtlamıştı:

“Ermenistan birkaç günden beri tekrar Taşnakların eline düşmüştür. Alexandropol Antlaşması’nı samimiyetle tatbik mevkiine koyacak her Ermeni hükümeti dostluğumuza güvenebilir. Milyonlarca Türk’ü binlerce Ermeni’nin hakimiyetine terk etmeye kalkışan Wilson projesi sadece gülünçtür” diye cevap vermişti.

Odatv.com
--spoiler--