atatürk ün dokuzu beş geçe ölmesi

küsüratlı rakam vereyim de salladığım anlaşılmasın ekolünün bir ürünü olarak ortaya atılmış hikaye. böylece hem atatürk'e saygı törenleri mesai saatinin başlangıcına denk getirilerek, yapılacak törenleri mecbur kılmış; hem de zorunlu anma'yı bütün güne yaymak hedeflenmiş. düşünsenize atatürk'ün sabah 06:00 da öldüğü söyleniyor... o saatte kim uykusunu bölüp, çapaklı gözlerle bir yandan yırtık pijamayı düzeltip, bir yandan saygı duruşunda bulunacak? ve ya akşam 22:00 de almış millet eline birasını, çerezini falan götünü yaya yaya film seyrediyor, birden ayağa kalkıp muhafız mı kesilecek? yapma arkadaşım...

09:05 ölüm saati olarak kayıtlara geçsede bu saatin daha erken olduğu söylenmektedir sebebi mesai saatine alınmak istenmesi böylece anma törenlerini daha rahat yapabilmek ve 10 kasımı unutturmamış olmak içindir tam olarak doğruluğu savunulamaz ancak atamızın yağveri Salih Bozok atamızın ölüm haberi ile kalbine bir kurşun sıkmıştır ve doktorların anında müdehalesiyle kuratrılmıştır müdehale saati 07.00 olduğu savunulmaktadır.buda resmi bir bilgi değildir.

islam inancına göre ramazan ayının her günü oruç tutmak farz kılınmıştır. buna göre oruç tutan insan, akşam ezanıyla birlikte iftar denilen olaya dahil olur. buna göre iftardan yani akşam ezanından önce yemek, içmek, boşalmak vb gibi unsurlar orucun kabul olmamasına neden olur. peki ben ikindi ezanında ya da akşam ezanından on dakika önce yemek yesem ya da sevişsem? game over mı olurum? yani bana bir pencere açılır ve; continue (2 credits) \ restart \ exit seçenekleri mi çıkar? yani ne olur ki? ve ne olursa olsun, orucun kabul olmayacağı söylenir. işte bu gökten indiği sanılan dogmaların getirisidir.

geçiriyorum konumuza;

atatürk'ün söylev'ini okumuş olmak, anıtkabir'e çelenk bırakmış olmak, onun bayram kabul ettiği ve anasayasada yer edinenen günlerde onu ya da bu ülke için kendini feda etmiş insanlar için saygı duruşunda bulunmak, tam anlamıyla kişinin kendisiyle hesaplaşmasının sonucunda ortaya çıkar. (size göre yaptıkları saygı duruşuna değer değilse ya da siz saygı duruşuyla değil de şiir yazarak saygı göstermek \ anmak isterseniz, kimse hayır demez. eğer hayır diyen varsa, zaten onu anlamamıştır.)

keskin çizgileri olan, ayrıntıların altını üstüne getiren şu yazının * gerçek anlamda mustafa kemal atatürk'ü sevmiş ve anlamış insanlarca hiçbir geçerliliği olmadığı, saçma sapan olarak adlandırılabilinecek olduğu gerçeğini kenara bırakıyorum. benim onu seven ve anlayan dediğim insan; onun yaptıklarını anlayan (dönemin koşullarında), yazdıklarını okuyan (yerse!); kendi dünya görüşüne ya da ailesinden ve toplumdan aldığı bohçaya sokmayan insandır. inancını topluma yansıtıp maddi ve manevi beklentilerini, tatminlerini doyurmaya çalşmayan insandır.

sen 10 geçe, diğeri 20 geçe, bir başkası 22:00'da selam durmuş, durmamış. kimin neyine? sen onu anlayamamışsan zaten toplumdan korktuğun için saygı duyma. bari kendine acı.

örneğin ben ezan okunurken hiç de kıçımı kaldırıp kalkmıyorum. çünkü benim kıçımı kaldırmamın ne bu inancı yaşayana, ne tanrıya, ne de topluma hiçbir yararı yok.