bugün

http://m.ensonhaber.com/haber.php?id=267133

Ak parti döneminde demokrasinin ilerlediğinin kanıtı. Artık silahlı kuvvetlere bile adalet gelmiştir.
medeni kanunda kişilik hakları saldırıya uğrayan kişilerin tazminat istemesine olanak veren hükümler 1926 yılında kabul edilmiştir.

üstün astına hakaret etmeye hakkı olmadığı ve hukuk davası açma yolunun eskiden de mevcut olduğu açıktır. o halde, bunu "demokrasi devrimi" gibi algılatmaya çalışmak ve bu tür haberlerle ordu içinde astsubayları kendi yanlarına çalışmak akp medyasının yediği nanelerden birisidir.

asıl devrim, halka, yazarlara, muhalefete ve akla gelecek her kesime sürekli hakaret eden ve suç işleme ayrıcalığı olduğu sanılan başbakana karşı açılan davalarda tazminat kararı verilebilmesi halinde gerçekleşmiş olacak ve türkiye bir hukuk devleti olacaktır.
bu binbaşının ödediği tazminat ve vakıanın tamamı için ele alınması gereken şey, üstün asta karşı yükümlülüklerini belirten maddelerin üretim tarihin sunduğu demokrasi tecrübemizin ne kadar eskiye dayandığını düşünerek gözlerimizde oluşması muhtemel buğu değildir elbette.. maddelerle mahfuz, kanunlarla mücmel binlerce hak biçimi, adalet şeysi mevcuttur, lakin bu maddelerin işleyişine engel olma hususunda inanılmaz kabiliyete sahip askeri bürokrasimiz de çok diridir. nitekim, askerde komutan kademesi için dayak atmak yasal bir hak değildir lakin benim askerlik yaptığım yerde yediği dayak neticesinde bayılan askerin, ayağa kalk diye emreden astsubayın bu emrini baygın olduğu için yerine getirmediğinden dolayı emre itaatsizlik gerekçesiyle cezaevine gönderildiğini gördüm. bin dokuzyüz bilmem kaçta bu askerin hakkı ve o astsubayın sınırları belirtilmişti lakin komuta kademesinin tanrısal hüviyeti bu kadim sempatik yasaların işlevini hiçe sayacak kudretteydi. di mi gözüm?