bugün

(bkz: iş aramak)
bedeli ödenmiş bir özgürlük hissi.
merhaba şehir merhaba sözlük...
dün gerçekleştirdiğim eylemdir.
gönül rahatlığı ile vicdan rahatlığının birleşimi bir huzuru zerkeder bünyeye. teskerenin onuru, gururu da cabası. elbette o ilk gece insan askeriyedeki yatağını da özlemiyor değil. aklı silah arkadaşarındayken göze uyku biraz zor giriyor açıkçası.
askerde kullandığınız şeyleri olduğu gibi teslim ederken yani sivil hayata geçerken o son soyunma anında tuhaf bir hüzün çöker insanın içine aynı zamanda mutlulukla yaşanır bu hüzün. her şey o kadar iç içe geçmiştir ki ne olduğunu tam olarak izah edemezsiniz. askeriyenin kapısından çıktıktan sonra bile yeterince özgürleşmiş gibi hissedememiştim kendimi. çünkü o psikolojiyi atlatabilmek oldukça güç.

geçen yıl bu sıralarda sırtımda çantamla şehir merkezine gitmiş bir bankta 2 saat oturmuştum. uzun uzun bir noktaya bakıyor ve hiçbir şey düşünmüyordum. bir şeyler olup bitmişti. ben değişmiştim. otobüse atlayıp eve gidecektim. ne özgürdüm ne de tam olarak mutlu. yorgundum ama, sonuna kadar.

saatler geçti otobüs terminaline gittim bi kaç saat de orada bekledim. otobüs kalktığı an her şey geçti. güvenli kollarda gibiydim.

10 saatlik yolculuk sanki 100 saat gibi uzuyordu. bitmek bilmeyen en uzun yolculuklardan biriydi.

sabah beş gibi eve vardım. yıllardır oturduğum sokak gözüme çok farklı gelmişti.
apartmanın merdivenleri sanki yabancısı olduğum bir binanın merdivenleriydi.
yeni taşındığınız binaya alışma süreci diye bir şey vardır hani, yabancılık hissedersiniz. gözünüz alışmamıştır henüz.

evin içi de bambaşkaydı. alışana kadar bi kaç gün geçti.

girdim sıcak duşumu aldım. fanyanslar ne kadar da güzelmiş diye düşündüm. ben bu mavilerin bu kadar güzel olduğunu yeni anlamış gibiydim. ya da yeni taşındığım evime alışma aşamasındaydım işte.

sonra her şey aynılaştı. sıradanlaştı. hatırlardıkça kıymetini biliyorum özgürlüğün.