bugün

belediye otobüslerinde sıkça rastladığımız bir sorudur "arka kapıyı açar mısınız?" bu soruyu soran beş çeşit insan vardır, evet tam olarak beş... nedir peki bu insanları birbirlerinden farklı kılan. şöyle ki:
birinci grup; inmek için düğmeye basmıştır, şöför inecek olan olduğunu farketmemiş ve durağı geçip yoluna devam etmiştir. buna rağmen bu birinci sınıf insan gayet sakin bir şekilde "arka kapıyı açar mısınız?" der.
ikinci grup; birinci gruptan farklı olarak zamanında inememenin verdiği kızgınlık ve haklılık psikolojisi içerisinde sert bir şekilde "arka kapıyı açar mısınız?" diye bağırır ve ardından nıt nıtı eksik etmez.
üçüncü grup; bu ilk iki grupla alakası yoktur. otobüsten inmek için düğmeye basmayı kendisi unutmuştur zira. kimbilir belki de sabah evden geliyorsa karısıyla veya kocasıyla tartışmasında kalmıştır hala yada akşam işten çıkmışsa gün boyunca patronunun yaptığı uyuzluklar vardır aklında. suçun kendinde olduğunu düşünerek adeta yalvarır bir şekilde "arka kapıyı açar mısınız?" der bu gruptakiler.
dördüncü grup; düğmeye basmamış oldukları halde bir de şöföre ani bir çıkışla "arka kapıyı açar mısınız?" diye çıkışırlar. bunların öfkesinden allah korusundur. hem suçlu hem güçlü bu insanlar için söylenmiştir adeta.
bir de beşinci grup vardır ki insan düşünürken bile yarılır. otobüste arka kapı olmamasına rağmen "arka kapıyı açar mısınız?" diyenlerdir bunlar...