bugün

ŞEYTANÎ ŞABLON

* Bir yandan korkunç bir gayrimenkul rant geliri yaratılacak.
* Kanal geçişi, (Istanbul ve Çanakkale boğazları geçişi ile bütünleşip) Katar ve ardında ABD'nin olduğu bir şirkete "sözde" ihale yolu ile verilecek.

* Şirket uygun bir süre sonra UA borsada işleme sokulacak.

* Şirket hisseleri uygun bir süre sonra (ABD+Israil) denetim/yönetimine geçecek.

* Türkiye küçük hissedar kalacak.

* Tam 100 yıl önce Sevr'de kurgulanan Mustafa Kemal'ın Lozan'da etkisizlestirdiği ve Montrö'de gömdüğü Boğazlar Komisyonu "ticarî görünüm altında" önümüze konmuş olacak....

Bunun ilk adımı Türk boğazlarında kılavuz hizmetlerinin özelleştirmesi denemesi ile yapılmıştı.

* Şimdi bu konuyu da Kanal Istanbul paketi içinde değerlendireceklerdir.

Türkiye, 1937 yılında Atatürk'ün zamanlama harikası olan Montrö süreci yönetimi ile Marmara ve Türk Boğazlarını UA Komisyonun elinden kurtarıp TC mutlak egemenliğine teslim etmesinden 85 yıl sonra, dısari içerideki işbirlikçilerin kirli oyunu ile karşı karşıyadır.

Türkiye için yaşamsal önemde olan, mutlak beka ve egemenlik tartışması yaratacak böyle bir projenin "bir kişinin" elinde büyük bir sır perdesi ardında ve âdeta inatlaşarak yapılıyor olması ASLA kabul edilemez.

Sevr'in ikinci sürümünün güncellenerek Mavi Vatan, Suriye, Irak, Kıbrıs'ta işleme konulduğu, ABD'nin Batı Trakya'da Türkiye'ye karşı çok maksatlı tertiplendiği günümüzde; bu iğrenç oyunu göremeyen bir devlet yönetimi, Türkiye'yi yönetmemeli.

Buna göz yuman, tepkisiz kalan kimse olmamalı...

Türkiye'nin tek gündemi bu olmalıdır.