bugün

sunay akın şiiri.

Geçim parası için
nice yaşlının
eski istanbul evlerinden
getirdiği eşyalar
üstüne kâr koyulup
satılıyor antik
acılar çarşısında
elleri reçelli kadına,
terzi dükkanındaki adama...

kitabını girişinde yazan söz.
aynı zaman da sunay akın'ın bir şiir kitabının da adıdır...

yok edilemeyen acılar sanırım, bir türlü öldürülemeyen acılar... unutulamayan, vazgeçilemeyen acılar...
hayallerin son bulduğu yerde başlayan acılar... sanki isa'dan önce de varmış gibi hissetmesine yol açar insanın... sanki bir dua gibi de sonsuza kadar sürecek gibi durur içinde insanın... yeryüzü yaratıldı içine eklendi bu acı ve dağların yerlebir olduğu o günde içinden yok olacak...
grejuva adlı underground rapçi kardeşimizin mükemmel ötesi parçası.
sözlerini de yazayım duygu seli aksın.*
şimdilerde öğrendim ben
mutluluk gülünç ve fazla
tatlı bi kalbi var acıların aslında
işte burdasın yanıbaşımda çok yakın
sesin kulaklarımda fısıltıyla uzak kadın

namını haketmiş sesin kadar zarif adın
yüzüme felci indiren hafifçe güldüren tadın
içimdeki fırtınadan sana bi damla sıçramaz mı
içimdeki dalgada boğulmak nasip olmaz mı

ne düşünüyorsun gözlerin uzanmış semalara
kurtul artık kutuplardan bu memleket dardır sana
aşk acıysa özlemimdir acının antiği
eski bir masaldı sanki delirmişin seçtiği

öpülmüş dudakların
hayatın sırrı gibi çözülmemiş
21 hilal ki bugün görünmemiş
iç geçirdiğim zaman diş geçirmek imkansız
bakmaya çekinmiş bulut kızl ve utanmış

zor bir adam olduğumu söylüyorlar
kapalı bir kitap gibiymişim
bundan her zaman yakınırım
çok güzel bir kadındı...

bilirsiN
konuşamazdık ve bakışamazdık
iki hece gözümde büyür

iki gözün gözümde kalmaz
bil ki bu semtten de taşınmış antikacılar senin gelgitindi benim içimde antik acılar

Onu çok sevdim
sadece..
sadece bunu nasıl göstereceğimi bilemedim

ruhumun güzelliğini sunduğumu sandığım
camekandan bozma parlak vitrinlerim terkedilmiş
meğerse kimse benim sunduğuma bakmamış ta
yansıyanla kislerinde saçlarını düzeltmiş

halbuki ben hep en altında yaşadım aşkı
on başım seyit gibi omuzlarımda taşıdım
antik acıma reğmen duygularına acıdım
antik acılar aldı tozlu depoya taşıdı

şimdi o depo hep eskilerimi kusuyor
ve eskiler beni çağırıyor
eskiler biliyor

eskiden olsa kalemi itelerdim zorla
artık yazmak istemiyorum kalem kendi koşuyor

gözüme değidiyinde gözün
yanakların kirazı
ne güzel de anlatmıştı oysa sad-i şirazi

nefretle bakarsan yusufu çirkin görürsün
varsa sevgi ucunda şeytanı melek görürsün

dostum uykuya çekildi hıyanetler mevsimi
isteksiz ve arzusuz bi teşekkür merasimi
şimdi satın alır hepsini eski zaman parası

bilirsiN
konuşamazdık ve bakışamazdık
iki hece gözümde büyür

iki gözün gözümde kalmaz
bil ki bu semtten de taşınmış antikacılar senin gelgitindi benim içimde antik acılar

Antikacılar.
Antik Acılar...*
(bkz: antik acılar çarşısı)* *
sunay akın şiiri.

Geçim parası için
nice yaşlının
eski istanbul evlerinden
getirdiği eşyalar
üstüne kar koyulup
satılıyor antik
acılar çarşısında.
sunay akın'ın şiir kitabıdır. gayet güzel yazılmış şiirleri barındırır.