bugün

ho olmayan bir durum. özellikle anneniz sizi silip atmışsa.
Engellenemez bir durumdur.
Sevginizi bazen saklayamazsınız, gözlerinizde yaş olur süzülür gider.
5 yıldır evden ayrıyım toplasan 5 kere anca gözlerim yaşarmıştır. özlemiyor muyum özlüyorum ama sebebi küçükken üzerime çok düşmesi maalesef büyüyünce böyle oluyor.
annesini çok seven hayırlı evladın yaşadığı durumdur. anneniz sağ ise her anınızı iyi değerlendirin, onu incitmeyin, ne derse evet deyin, bol bol öpün, mis gibi cennet kokusunu içinize çekin. yanınızda olmadığı zamanlarda içinde ana lafı geçen bi türkü açıp dinleyin. o sırada zaten ister istemez gözler dolacaktır.
anneyi kaybedip değerini anlamak olabilir.
anneniz 10 metre ötede salondayken yapınca manyak zannedildiğiniz eylem.
gerçi ben annemi ne zaman hatırlasam dalarım ama eğer uzaktaysak oturup ağlıyorum.
vakti zamanında anneye, anneliğini yeterince hissetirememiş bir evladın vicdan azabı duymasıdır biraz da. sağlığında el üstünde tutulmayı hakeden dünyanın en değerli varlığının kıymetini bilememiş olmanın da pişmanlığıdır. üniversiteye gidene kadar farkında değildim annemin kıymetinin. 9 ay karnında taşımayı ve büyütmeyi o kadar küçümsüyordum ki. babaocağından ayrılıp, üniversite için başka bir şehre gittiğim günün sabahında bir ağaç dibinde kuru puaça ile çayımı içerken farkettim, 17 senede nasıl bir ahmaklık ve gerizekalılık yaptığımı.
yaz-kış her sabah çocuğundan erken kalkıp kahvaltı hazırlamak, okuldan dönünce o huysuz,sevimsiz çocuğun şımarıklığına güleryüzle tahammül edebilmek gerizekalı bir erkeğin bilebileceği hisler değilmiş.
aklımın başıma geldiğini farkettiğim günden beri annem ve annemle yaşadığım diyaloglarım aklıma her geldiğinde gözlerim dolar. hele de hastalığının onu erittiği zamanlarda yanında olamamış olmaktan dolayı kendimden ve yaşadığım her andan nefret eder oldum.
bi gün neydi yine saçma sapan bi şekilde hasta olmuştum, serum takmışlardı, eve getirdiler, beni uyuttu ve kendisi sabaha kadar uyumamış, olur ya serum biter de kolum şişer diye.
bu da benim vicdan azabından ölmem için yeterli bir sebep zaten.
annesi sağ olanlar kıymetini bilsin.
Fark ettim de ne zaman bir şey için üzülüp sıkılsam sonu annemi düşünürken bitiyor. O üzüldüğüm şey için değil de annem için salya sümük ağlarken buluyorum kendimi.
Güzel annem benim, canım annem. Hayatımdaki koskoca insan yığının içinde bütün kalbimle güvenebildiğim, huzursuz olduğumda yanında huzur bulduğum ve konuşmama gerek kalmadan beni anlayan en değerli hazinem. Ama hâlâ daha kıymetini bilemiyorum onun, üzülmesine engel olamıyorum.
Düşünüyorum da bazı şeyler daha farklı olsaydı nerelerde olurdu şimdi kim bilir. Saçma salak insanlar yüzünden üzüntüden hasta olmazdı en azından. Neden böyle oldu?