bugün

sanırım çocukluk yılları adına yaşanabilecek en büyük travmalardan birisidir.

Okuldan eve geliyorsunuz, tabii gelirken arkadaşlar ile hemen üzerinizi dahi değiştirmeden taso oynamak için sözleşiyorsunuz. o an kafanızda tek hedef var arkadaşın bütün tasolarını yutmaktır. heyecanlı ve hızlı bir şekilde eve geliyorsunuz ve tasolara yöneliyorsunuz ama anne bütün tasoları yanlışlıkla ve yahut isteyerek çöpe atmıştır. hemen çöpe koşarsınız ama yoktur orada. üzülürsünüz, ufaksanız ağlarsınız. aklınızdan ilginç ilginç şeyler geçer. anneden intikam almayı falan düşünürsünüz.* çöplerin döküldüğü yere gidip, tasoları aramayı falan kafanıza koyarsınız. ilginçtir falan.
yeeaa onlar bana lazımdı yeaa..

(bkz: fırat - uykusuz)
bir annenin asla yapmaması gereken olaydır..
o çocuk birdaha uslanmaz..
(bkz: kabus)
(bkz: bana bi ara ash cıkmıştı ya la)
bana bu ıstırabı ilkokul öğretmenim de yaşatmıştı 3e gidiyordum. ama gerçekten yok böyle bir tramva resmen hayata küsmüştüm.
küçükken 3 gün yemek yemememe yol açan trajik durum.
Anne kendine göre temizlik yapmıştır. yayıntı gitmiştir.
Çocuğa göre üzüntü veren acıklı son.
Akabinde anne hiç takmaz, zaten eve girdiği ilk günde sevmemiştir.
ulan cips paketinde raichuyu bulunca ne sevinmiştim ha.
ağlanası durum.
ticarete o yıllarda başlamıştım .
taso oynarken kazanamayıp oyuncak takasıyla kazanılan tasolardı onlar anne !
arkadaşlarınızla bir turnuva düzenledikten sonra bütün tasoları ütmüşsünüzdür
evet evet ütmek!
sonra zevk sarhoşluğuyla evin en ulu orta yerinde unutmuşsunuzdur onları
aman tanrım ne büyük aptallık!!
ve sonra anneniz gelir
bu salak şeylerden ne anlar bu çocuk diyerek tasoların hepsini çöpe atar
ardından gelen; gözyaşları, salya sümüklük, kendini arkadaşlarına nasıl kabul ettireceğin düşüncesi...
' yaaa oluumm ben artık oynamicam, en iyi benim işte hepinizi yendim ya amına koyim' şeklinde yırtma cümleleri...
17 yaşımda olmama rağmen o yıl geçirdiğim en büyük acımdır.zira sokakta hırsla salya sümük köktüğüm pokemon tasolarım çocukluğumun en güzel hatıralarıydı.
onları çok ama çok özlüyorum.
içinizin cızz etmesi. * * *
''daha sonra yenilerini alırız,ağlama'' diye teselli edilesi durum.
büyümenin belirtisidir. üniversiteye gidip tasolarını memlekette unutan gencin tasolarının başına gelendir.
(bkz: hayata dair iç burkan detaylar)

Ulan 300 tane tasom vardi yaziyla soyluyorum uc yuz. Babylade, pokemon karisikti.. Neden yaptin anne bunu? isin garip kismi ben attirmistim ama itiraf ediyorum pismanim.
başıma gelen durum. ama öyle böyle değil. ben ki pokemonlu tasoların -takriben 50 tane- her bir çiziğini ezbere bilir, arkası gösterildiği an hangisi olduğunu söylerdim. bu denli aşıktım tasolara.

sonra büyüdüm diye atılmış tasolar. neymiş büyümüşüm de daha oynamazmışım.

insanı çökerten, hayal alemlerine daldıran ve anılarını tekrar yaşatan olaydır.

ekleme: misketler sağlam allah'tan. 2.5 litrelik kola turka şişesinde, havası alınmış vaziyette * durmaktalar. canlarım benim.
beni 15 yıl evveline götürmüş hadise. vay amk. misketler kartlar tasolar... bok var bu tuvalette. evet bokta var ama bunların ne işi var.
Bir zamanlar annemin, erkek kardeşime karşı gerçekleştirdiği olaydır. Küçükken kardeşim onları çok severdi. Gözü gibi saklar, bir tanesini kaybettiği zaman ağır şekilde depresyona girerdi. Sonra tekrardan bulunca, yine sevinci de üzüntüsünün bin katı çok olurdu. Gel zaman git zaman, annem bir gün evde temizlik yaparken; bulmuş ve çöpe fırlatmış. O zamanlar ben 11, kardeşim de 12 yaşında idi. Eve geldik işte, kardeşim oynamak için odasına girmişti. Bir baktı yok, sonra anneme sorup cevabını aldığı zaman, yüzündeki ifadeyi görmenizi isterdim. Ben de sinirlenip, anneme bağırmıştım.

Ne istedin çocuğun tasosundan yani, biliyorsun işte seviyor. Belli bir vakitten sonra abim unuttu. Ama hala hatırladığı zaman içi böyle bir cız olmaz değil arkadaş.

Hey allahım.