bugün

okul biter, askerlik biter, kocaman bir adam olmuşsunuzdur da hayata atılmışsınızdır. iş hayatı, aşk hayatı ve istanbul gibi bir yerde yaşıyorsanız trafik keşmekeşliği derken evinize geldiğiniz an sizin yüzünüzü güldüren o koyuyu duyarsınız. mis gibidir. koklaya koklaya bitiremezsiniz. ancak az sonra gerçek yüzünüze tokat gibi çarpar çünkü o yemek yan komşunun yaptığı yemektir. siz ise, bi anlık annenizin yemeklerine olan özleminizle iç geçirir ve eve girersiniz. evde ses yoktur çünkü tek yaşıyorsunuzdur. klasik üstünüzü değiştirme hadisesinin hemen ardından, sizin gibi tek yaşayan dostlarla yemeğe çıkılır ya da evde yemek yapılır. fakat değil en iyi restoran'da, sırça saraylarda yeseniz yine annenizin eli değmediği için o tadı bulamazsınız. hele bir de o anne, yıllardır en sevdiğiniz yemekleri, en iyi şekilde ve tam da sizin istediğiniz kıvamda yapan bir anneyse, telefon açılır ve uzun uzun hasret giderilmeye çalışılır.

(bkz: annesini özleyen yazar)

(bkz: yengeç burcu yazar)

(bkz: akıllı kadının yemeğiyle aşık edeceği yazar)
her ne kadar kendisi yakın zaman içerisinde gelebilirim şeklinde sürpriz emaresi belirtmiş olsa da bu akşam tekrar tekrar duyacağım özlem.
Evlendikten sonra bu özlem iyice artmaktadır.

Bir de eşiniz sadece haftasonları yemek yapıyorsa bu özlem katlanarak büyümektedir. 20 küsür senedir yediğiniz yemekleri mumla ararsınız. Neyse ki ben bu açıdan biraz şanslıyım iş yerim eve yakın olmasından dolayı her gün cefakar annem yemeğini yapıyor öğlen arasına benim gelmemi bekliyor.

Tabii bu durum herkese yarıyor akşam yemek yapılmak zorunda da kalınmıyor anne sayesinde. Herkes mutlu...

Bu arada evet yengeç burcuyum..
hastahanede ve gurbette depreşen özlem.
askerde had safhaya ulaşan özlemdir. annenin onca işi arasında zahmet edip hazırladığı ve sizin bazılarına burun kıvırdığınız o yemekleri çok arayacaksınız.
başlığı okuyunca bile gözlerim doldu. erasmus abi kral organizasyon diye geldiğimiz elin memleketinde duyulan özlem. anne yemeğine yakın yemek bile bulsak kafidir denilebilir.