bugün

mutfak çekmecesinden çıkan çorap ancak bi öğrenci evinde olabilir.
elektrikli soba. dolayısı ile kaçak elektrik.
yeni taşınılan evde, bir gün bayan olan ev sahibinin, yapılması gereken küçük tadilatlar için gelip, hiç birşey yaptırmadan ama bulaşıklarımızı yıkayıp, mutfağı temizleyip, biten damacana suyumuzu doldurtup gitmesi.
bi de 1 ay geçmesine rağmen evin küçük tadilatlarını hala yaptırmayıp, salona boydan boya oldukça güzel perdeler diktirmesi. *
buzdolabının üzerinde aparatif yemek sipariş edilebilecek dükkanların reklam ve numaralarının olduğu mıknatıslı hede.*
-ekmek almaya kim gidecek sorusuna yanıt bulmak için saat 11 de başlanan play station turnuvası ve bu turnuvanın saat 13.00 da tamamlanması.
-tedaş trafolarından çalınan ölüm tehlikesi tabelası.
-izmarit yanığından harab olmuş koltuklar, yastıklar.
-duvarlar lekelenmesin diye her tarafına yapıştırılan posterler.
-yeşil ekmek*~
-eczane dolusu baş ağrısı, kas gevşetici ilaçları.
-banyoda üst üste atılmış kahverengi boxerlar.

uzar gider..
gecenin üçünde uyandığında evde tanımadığın bir kızın banyoda çömelmiş saç boyasını akıtması.
yağlı boyayla, tablo haline getirilmiş buzdolabı.
bulaşıklar asla yıkanmadığından, birşey içmek isterseniz, bardaklara bir göz gezdirirsiniz, en az hangisi kirlenmişse onu seçersiniz. genelde su içilmiş bardaklar tercih edilir. çorba içilmiş bardaklardan uzak durun, domatesli bira hiç hoş değil.
makarna, kıl bir ev arkadaşı, abaza gençler ve boş bir buzdolabı.
ütü üzerinde menemen yapmak. *
alt katta son ses ahmet kaya dinleyen ve sabah saat 10'da insanı uyandıran alt komsumuza ajdar'ın nane şarkısı ile karşılık vermek. hemde 220 wattlık 2 ses sistemini birbirine baglamıstık. kendisi bidaha nane kullanmaz sanırım.
fındık kabuklarının sobayı yakmak için kullanılması.hadi daha cabuk yiyin sunu lan sönecek simdi.
takım ruhunu yansıtmayan ev dekorasyonu, öyleki oturma odasında ki koltukların herbiri farklı renkte, yatak odasında dolap kahverengi, masa mavi, sandalye beyaz renklidir, perdelerin herbiri apayrı desen ve renklerde . Filmlerde goruluptemi ozenilmiştir bilinmez ama evde, hol kısmında tamamen ayakkabıyla dolaşılması, belkide zamanında ayakkabılık diye ayrılan küçük kısmın yoğun misafir markajında genişlemesi ve bugunku halini almasıyla oluşmuş bi durumdur(bilinmez !). yine buzdolabından çöpe atılana kadar tüketilmeyecek garip besinler . ( o an benzemeselerde önceleri peynir , domates gibi sıradan gıdalar olabilirler)
carrefourdan 1 ytl'ye mikrofonlar alıp evde ev arkadaşıyla odadan odaya mikrofonla konuşmak. sabah erken kalkanın diğerini şarkı söyleyerek uyandırması, ramazan dolayısıyla iftar vakti ezan okumak, ezan işini abartmak *ve gece 3'te bile koro halinde ezan okumak, komşuların kapıya dayanması... **
haftalarca yıkanmayan ama odada sandalyenin üzerine atmak suretiyle havalandırılan giysiler.. göze hitap etmiyor bari burna hitap etsin hessabı..
buzdolabını ayakkabılık olarak kullanmak.(ayakkabılar kokmasın diye.)
"girilmez", "inşaata girmek tehlikeli ve yasaktır", "x nüfus:xyz rakım:qwe", "otobüs durağı"... yazılı tabelalar.
webcamle tıraş olmak
(bkz: ayna olmasaydı olabilecekler) * *
portmanto yerine kullanılan ordan burdan araklanmış cansız mankenler. * * *
bozulmus buzdolabinin ayakabilik, elbise dolabi vs. vs. olarak kullanilmasi.
Çaya atılacak şeker kalmayınca, çayı şeker niyetine kuru incirle içmek.
*bacası tıkalı yakmak için herseferinde 1 poşet çıra harcanan soba
*iki üç vurunca çalışan televizyon
*üstünde yığınla saç kılı olan halılar
*biri çok pasaklı diğeri ise çok titiz iki ev arkadaşı
*çalıştırıldığında evin içinde tur atan çamaşır makinası
*sınav zamanları bulaşıktan dağ figürleri
*çok amaçlı katlanır yemek,çalışma,ütü vs.vs. masası
*mutlaka ama mutlaka 80 lerden kalma ütü (bkz: saç ütülemek)
(bkz: öğrenci)
sarı renkli perdeler.
her daim yıkanmayı bekleyen bulaşıklar...