bugün

benim anadilim kürtcedir. ancak tek kelime bilmem.

sebep olarak da, bizim cocuklugumuzda ''kürt, kürtce, kurdistan'' gibi kelimeleri kullanmak yasaktı. ''ben kürdüm'' demek de alenen suç olarak görülüyor ve hapisle cezalandırıldığı oluyordu, kürtce konusmak ise felaket agir bir suctu. bu sebeple belli bir yaşa gelene kadar bize kürt kimliğimiz pek açık edilmedi.
ancak binbir zorlukla koyabildikleri bir kürtce isime sahip olunca yaş ilerledikce mahallede, okulda, sağda solda ayak üstü vatandaş sorgulamaları başladı. ''kimsin, nerelisin, babam kim, neden ismin kürtce, sen kürt müsün, hiç kürte benzemiyorsun?'' gibi sorularla ve daha niceleri ile cok sık karsilastim.
-kürdüm, kürdüz vs gibi yanıtlar verdiğimde ise karşımdaki kişiden genel bir yalanlama gayesi sezinledim. ''olur mu oğlum öyle şey hepimiz türküz, kürt de türktür, türkiye cumhuriyeti içinde yaşayan herkes türktür'' benim çocukluğum bunları duymakla geçti.

bu arada baskalarının cocukları yazın koylerine gidip kurtce ogreniyorlardi, köye gitmek de şehirli iki kardeş için bize pek cazip gelmiyordu, haliyle anadilimizi öğrenebileceğimiz tek kaynak babamız kaldı. sonra koye gittigimizde de kürtce bilmiyoruz diye bize gülenler oluyordu. anlayacagın hicbir yere kapagi atamamaya basladık, oyle arafta kalmistik. ne türk kabul etti bizi ne kürt.
peder ise işi gücü ve başındaki bilimum dertler yüzünden bize dil ogretmeye fırsat bulamadı.

ve nihayet zamanla biz kendimizi türk görmeye başladık. atatürk ilkeleri yegane doğrularımız oldu. aile bunu görünce biraz endişelendi. endişelenmelerinin sebebi atatürk değildi elbet. ancak kendimizi türk görmeye başlamamız zamanla kürt kimliğimizi küçümsememize sebep oldu. kürtlüğümüzü ret eder olduk. çevrenin baskısı bu konuda çok etkili oldu. çocuksan eger, herkesin kürtlere küfür ettiği bir ortamda ben kürtüm diyebilmek hayli zor bir harekettir. ancak rahatsız edici yanı da oldukca kuvvetli.
o vakit de bize kürt kimliğimizi anımsatma ihtiyacı duydu ailemiz. zira anadilimizi bilmiyor, kendimizi türk sayıyor, kürtlere karşı tavır alıyor, hatta küçük görüyorduk. asimile olmak elbet bir çocuk için anlaşılması kolay bir olgu değil. ancak kimliğini, özünü kaybetmek istemeyen bir ebeveyn için çocuklarının asimile olmaları ve hatta asıl kimliklerine karşı gelmeye başlamaları da pek kolay yutulur lokma olmasa gerek.

gel zaman git zaman türk milliyetciliği ile daha fazla tanışma şansım oldu. babamın senelerce yapamadığı şeyi türk milliyetciliği yaptı, bana ret etmeye çabaladıgım kürt kimliğimi anımsattı. zira çevremde kürtlere karşı öyle güçlü tepkiler görmeye başladım ki, içimden bir ses asimile olmaya göz yummakla hata ettiğimi söylemeye başladı. misal aynı masada oturdugum insanlar birbirlerini ''kürt gibi'' davranmakla aşağılayıp eğlenebiliyorlardı. isminin kürtce oldugunu duyunca iki kurusluk bilgisi olmayan tiplerin nasil kürt karsiti konusmalar ile kendi turk kimliklerini on plana cikarmaya calistiklarini, kurtlugu nasil cekinmeden alenen asagilayabildiklerini gorunce nevrim atmaya ve ozume donus yasamaya basladım. bu arada sozum meclisten disari.

neticede ana dilini konusamayan birey olarak kaldık mı ortada. bu yuzden çevremizdeki kürtler tepki gösterdi. kürtlüğümüze yöneldik, bu sefer cevremizdeki turkler tepki gosterdiler derken sonunda gorece olarak bu konularda tarafsız ve ılıman kalmayi basarmıs küçük bir kitle bulabildim de kendime bir nebze rahat nefes alabildim. zira beni ne oldugumla degil, nasil oldugumla degerlendiriyorlardi nihayet.

ancak anadilini bilmeyen, konusup okuyamayan bir kisi olarak her daim kendimi yarım kalmış hissedecegimi de biliyorum. o dilin hangi millete ait oldugunun bir onemi yok bu noktada. onemli olan anadilini ogrenmene, onu sana ogretmelerine izin verilmemis, yasaklanmıs olması.
neyse, hicbirsey icin cok gec degildir (derler)
içinde bulunduğum hal.
Diyarbakırda doğmuş ama hiç gitmemiş vatansever bir arkadaşımın söylemi.
Her zaman için insanın kendi ayıbı olduğunu düşündüğüm olay. Eğer annem evde ana dilimizi konuşsa ve bana öğretse, çevremde de bu dili kullananlar olsa belki bu sözümü eleştirebilirdiniz. Ama annem köyde doğup büyüdüğü için anadilimizi çok iyi bilen türkçeyi okula başladığında öğrenmiş bir kadın olmasına rağmen evde türkçe konuştu. Bunun bir nedeni var tabi oralar gereksiz detay. Bu yüzden ben de gittim ve her gün çalışa çalışa çok gerektiğinde anadilini konuşmamaya yemin etmiş kadını zorlayarak, şarkılarla, insan üstü çabayla öğrendim.
Bu yüzden sizin ayıbınızdır, atalarınızın dilini öğrenmek için çabalamanız gerekirdi.