bugün

Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran'ın kaleme aldığı bir eser.

Yazarın dilinden: 1914-18 KUŞAĞI, Türk tarihinin hakikaten kayıp kuşağıdır. Bugün ancak seferberlik türküleriyle hatırlanan bu insanlar, dünyanın ateşe düştüğü bir zamanda, ateşin yıllarca kesilmediği bir dönemde yaşadılar. inanması güç, hissedilmesi imkansız zorluklara rağmen yine inanması güç bir performans göstererek ve esas olarak kendilerini feda ederek, şimdi oturduğumuz yerleri, bu vatanı, bu coğrafyayı korudular. Kimileri Balkan Savaşı'ndan Kurtuluş Savaşı'na tam 10 yıl savaşın içinde kaldı, kimi şehirt oldu, kimisi yaralandı, sakat kaldı, esir düştü. Birinci Dünya Savaşı'nda esir düşen askerlerimiz, Fransa'dan Sibirya'ya, Mısır'a, Kıbrıs'tan Hindistan'a, Myanmar'a kadar yayılan kamplarda hayatta kalmaya çalıştı. Anılarına büyük abideler diktiğimiz, çok dokunaklı şiirler, marşlar söylediğimiz, lafa gelince yere göğe sığdıramadığımız bu insanlar, ikinci büyük darbeyi kendi devletinden, milletinden yedi; ölmemeyi başarıp dönenlerin çoğu maddi ve manevi yoksulluk ve ilgisizlik içinde yitip gitti.
yemen türküsünde geçen cümle. erkan baba derse, acıtır.
başarılı esere adını veren ve eserde anlatılan bir mektupta geçen iç yakan ifade. ne yazık ki garip askerimizin mektubu annesinin eline hiç ulaşmamış ve kendisi esir kamplarında şehit olmuş. mektup sonradan bulunmuş ve kayda geçmiş.