bugün

şeyhlerden, şeriat yanlılarına hatta mısır ın firavunlarına kadar, dinin istismar olmaya meyilli olmasına neden olan tüm din istismarcılarına ve buna engel olmayan, başkalarının koyduğu kurala uymakta zorunlu hisseden köle gibi insanlara varana kadar, ayrıca bolluk bereket içerisinde yaşanan bir ülkede maneviyat açlığını yaşatan tüm duygu ve düşüncelerini yitirmiş, kendi içlerine kapanmış insanların yüzleri. bir cendereye sıkışmış gibiler. adeta ölüm korkusuyla kıvranıyorlar.

tıpkı eski mısırlıların ruhlarının uyuştuğu gibi, ve bu ruh uyuşması kimlerin çıkarına yarıyordu? tabi ki tanrılar ve krallar, firavunların. piramitleri bilirsiniz, bunlar firavunların mumyalarını korumak amacıyla inşa edildi.

peki bu nil nehrinin son kıyısına uzanan yerde bulunan piramitlerin inşası nasıl olmuştur. kocaman taş parçaları kilometrelerce yoldan insan eliyle taşınmıştır.ihtişamlı ve görkemli bu inşaların sadece biri otuz yıl sürdü. peki bu inşayı yapanlar hiç mi hayat kurmadı. hiçbirşey yapamazlardı ve elleri kolları bağlıydı, insanca, rahat ve neşe içinde yaşama hakkına sahip olmadan, köle olarak doğup, esir gibi çalışan insanlığın, hakkın ne olduğunu bilmeyen bu insanlar gece gündüz kırbaç altında, tanrılık vasfı olan(!) firavunlar için çalışmaktaydı. onlar da bizim gibi insan değiller miydi? ama düşünceleri duyguları olsa da tanrının onları cezalandıracağına inanmışlardı, kısaca inandırılmışlardı. kör bir inanca saptırılıp zihinlerini ve ruhlarını köreltmişlerdi.
aynı zamanda firavun için çalışmazlarsa cehennemde yanacakları yalanları da cabası.

şimdi ki şeyhler ve din istismarcılarına benzemiyor mu? dış baskıyı boşverip birde içimizdeki baskı ile özdeşleşiyor.
tarikattan ayrılamayan o kadar çok mürid var ki, bu ayrılamamak karşı taraf için değil artık inandırıldığı inançların iç baskısıdır aslında. firavunlar gibi şimdi ki din istismarcılarının yüzde yüzünün amaç ve yöntemleri aynıdır. tanrılık ve ilahlık taslayan şeyhlerin sapık olmaları da bir istisnadır.

''ey millet, biliniz ki, türkiye cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müridiler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır.''

atatürk