bugün

islam'ın iddiasıdır. insan aklının anlamayacağı, anlayamayacağı, aklını aşan şeyler varmış... * arapça birer kelime ve doğa üstü olu doğa kanunlarını çiğneyen melek, cin, büyü, dua, beddua, cin çarpmasın diye cin musallat olunca ayet okuyup enerji kalkanı oluşturma v.s. varmış ve beyinlerimiz de bunlar karşısında "error" veriyormuş. aklımız bunları anlamaya yetmezmiş, bu yüzden vahiy gerekliymiş: v2.2445.242 sürümü. *

yani allah akıllarımızın bill gates'idir. bu yüzden "error" veriyoruz. islami varlıklar ve olaylar karşısında ve bilmek yerine inanmayı seçiyoruz.
denizi asasıyla bölen musa, körlerin gözünü açan meryem oğlu isa, hayvanları gemiye yükleyen nuh gibi hilkat garibesi masallar karşısında beynimiz, aklımız mavi ekran hatası verdiği için anlayamıyormuşuz ve iman etmeliymişiz. iman, güven demektir. neye dayalı bir güven bu?
ileri teknoloji ve bilim ışığında mucize denen masalları, cinleri, melekleri, dua ile allah etkileşimini bilimsel deneylerle tekrarlamak mümkün müdür? değildir. * bunlar müdahilliğe yer olmayan bir evrende, 13.7 milyar yıldır kanunları içerdiği için yaşını hesaplayabildiğimiz bir evrende nasıl var olmuş hiçbir mantıklı izahı yok.

hani mekkeli olmamak meleklere ışık demetinden var olan, ışık hızında boyutlar arası yaratıklar, cinlere uzaylı teknolojik yaratık demekse galiba fringe, x files veya doctor who dizi stüdyosundayız.

hani ölenlere de nur içinde yatsın demek daha kültürel ve anlamlıyken, ışıklar içinde uyu demekse mekkeli olmamak star wars'ta yaşadığımızı bilmiyordum. jedi, sith dart vader üçlüsü eksik...

güç seninle olacak.

not: psikolojik açıdan ufolar, uzaylılar büyük paranoyak hezeyanlar ve paranoyak bir düşünme biçimine ait. eğer bu cinleri, melekleri bilimin önüne atarsak safsata ortaya çıkar. beraberinde birçok farklı yorumlama yolunu içeren paranoyak düşünme biçimi ki çok tehlikeli.
evrenin var oluşundan uzak bir gelecekte evrimleşmiş olsaydık, o zaman da dinler bu statik evren modeline göre tasarlanacaktı ve o anda bulunan canlılar tüm evreni içinde bulundukları galaksiden ibaret sanacaktı.

fizik bilimi tanrı var ya da yok demez. madde ve enerji arasında etkileşimi ve doğa olaylarını açıklar. fizik bilimine dinsel, idealist, anti materyalist bir anlam yüklemenin bir tutarlılığı yoktur.

doğa bilimlerinin yöntemini ve sosyal bir bilim olan tarih biliminin yöntemini karıştırıp fizikle tarihi bir zannetmek büyük bir çelişkidir.

evren içi, dış dünya gerçekliği üzerinden aşkın bir varlığın ya da birçok hipotez, kanunla, deneylerle, farklı bilim kurumlarınca varlığı ispatlanmış bir doğa olayı(big bang) üzerinden doğa kanunlarını çiğneyen asla deneylerle ispatlanamayacak sonsuz inançlar manzumesinden biri olan mucizelerin delillendirmesini yapmaya çalışmak mantıksızlıktır ve çelişkidir. çünkü olağan üstü iddialar olağan üstü deliller gerektirir. o halde bilimsel deneyler üzerinden milyonlarca tanrı üzerinden bir tanrıya kişisel inanca dayanarak odaklanıp, üstüne üstlük o madde ötesi tanrıyı ya da varlığı bilimsel açıklamalarla ispatlamaya çalışmak yine ayrı bir çelişkidir.
aynı başlığı utanmasa 10 defa uplayacak yazar şeysi. hahaha takmıyor kimse işte uğraşma .
yazar avucundakine ya da sadece gözüyle gördüğüne inanan biri değildir. eğer böyle olsa güneş, ay, dünya vb. hiçbir şeyin varlığına inanmaması gerekir. yazar nitel ve sadece kişisel deneyime değil, nicel ve tekrarlanabilir, deneylenebilir ve deneyleri geçen ispatlı gerçeklere inanmaktadır. ayrıca madde ötesi sonsuz hayal ürünü tanrı türü, şekli, tanımı mevcuttur. bu da şunu gösterir ki tanrı tanımsız bir bilinmeyeni ifade eden ifadedir. çünkü tanrının hiçbir mevcut tanımı yoktur. tek ya da çok olabilir, deistik ya da teistik olabilir, bir uzaylı olabilir. kısaca kişisel ve duygusal ihtiyaçlara göre değişkenlik gösteren bir ifadedir tanrı kavramı kavramı.

allah teist ve aşkın bir tanrıdır. o halde avuç içi ile evren içi bir şeyi kıyaslayarak "allah'a tüm evrenin içini gezdin de mi inanmıyorsun" demek kendi içinde çelişkilidir. çünkü ezeli olan allah'sa ve kudretiyle evreni yoktan yarattıysa evrenin içinde ne işi var? allah maddesel mi? allah mahluk mu? yoksa yaratan mı? bu nasıl bir çelişkidir!

ayrıca tanrı teolojik bir açıklamadır.
big bang fiziksel bir açıklamadır.

ayrı kulvarların açıklamaları bunlar.

ama alanları aynıdır. ya big bang doğrudur, ya da tanrı.

çünkü varlık ve yokluk fiziksel birer niceliktir, ölçülebilirler. allah varlıktır, yokluktan evreni yaratmıştır v.s. bunların fiziksel manada hiçbir anlamı yok. varlık ve yokluk günümüz modern fiziğinin alanıdır. teoloji ya da dinin değil. din ya da teolojinin bu alanlardaki açıklamalarının bir önemi yok.

evrenimiz 0 toplam enerji ve kuantum dalgalanmalarından, fiziki bir yokluktan, kendi kendine; hiçbir doğa üstü güce, tanrıya ihtiyaç duymadan var olmuştur.

evrenimizde hiçbir müdahillik yoktur. bu darwin'den beridir bilinmektedir. bilim kurumları ve bilim adamlarının neredeyse tamamı bunu kabul eder.

müdahil tanrı tanımlarının tamamı bu bakıma çöp birer açıklamadır, eğer ki fiziğin gözüyle bakılırsa. çünkü deist değil, teist tanrı tanımı müdahildir. kızar, öfkelenir, helak eder, vahiy gönderir, mucize yaratır v.s.

evrende düzensizlik, entropi olduğu için tasarım da yoktur. tasarım olmadığı için akıllı tasarlayıcı da yoktur.
(bkz: gerçek windows bu değil) *
dinler tarihi açısından bakarsak uzak doğu dinleri evrenin var oluşunu en iyi betimleyen dinler, ondan sonra da afrika dinleri; o zaman bunlar tanrıdan gelme ya da tanrı var. bir şeyin başka bir şeyden sonra gelmesi onun sebebi olduğunun göstergesi değildir. bu mantıksal tutarsızlıktır. eğer bu açıdan bakarsak insanlar zina yaparken o yere yıldırımın düşmesi de ilahi güçlerin kızdığının göstergesi diye bağlanır. buna safsata denir.

ayrıca kendi içinde hiçbir tutarlılığı olmayan tarihsel bir metine bilimsel anlamlar yüklemek akıl ve mantık dışıdır. detaylıca araştırıldığında hiçbir bilimsel anlam olmadığı görülecektir.
başlık 5334234234 metre uzaktan ergenim beeeennnn diye bağırıyor (bkz: tut kopar onu sen rıza)
rakibi hakaret ve aşağılamalar ile bastırmaya çalışmakta bir safsata türüdür. bu bakıma teistler yine sınıfta kaldı.
(bkz: otur mantık dersinden 0 aldın)
caner taslaman şişirilmiş balondan öteye olmayan, sorulan hiçbir bilimsel soruya cevap veremeyen, ezbere tekrarlanıp çürütülmüş argümanları savunan bir din savunucusudur. michael behe başlangıçta semavi dinlerde var olan, özellikle tevrat'a dayanan bir yaratılışçılığı, akıllı tasarımı savunurken evrim teorisine karşı koyamayacağını anladı ve evrimci yaratılışı savunmaya başladı. teolojik anlamda inanç ve bilim ayrı şeylerdir. bilim inançları ispatlama alanı değildir.
caner taslaman dahil, birçok safsatacının kitabını okudum. adnan oktar'ın 1 seviye üstü bir yaratılışçı, akıllı tasarımcı caner taslaman. yaratılış ya da akıllı tasarım safastası 135 milyon kökten dinci ve bilimsel bazda cahil bulunan abd'de dinci cemaatlerce finanse edilmiştir.

hiçbir bilimsel kurum ve bilim adamı arasında kabul görmez.

türkiye'ye de abd'de gelişip ithal olmuştur. en iyi savunucularından biri de caner taslaman'dır. aynı zamanda "şöyle demiş, böyle demiş" şeklindeki argümanlarıyla, konudan konuya, alandan alana atlayarak manipülasyon yapar. çünkü karşısına fizikçi türk bilim adamları dışında ayşe hür gibi boş beleş cahil insanlar çıkarılmıştır, yandaş medya da taslaman'ı çok desteklemektedir. çünkü halk böyle insanları ekranlarda görmek istiyor, çünkü halk din savunucularını hep haklı görmek istiyor. hasan aydın, örsan öymen, doğan özlem, kerem cankoçak gibi insanları tartışmaları için ekrana çıkarmak istemezler!
ör, alfa bilim yayınlarında birçok uzman bilim adamına ait bilimsel kitaplar var. kur'an'dan, tarihi bir metinden bilimsel mucize uydurulacağına ve boş teoloji kitapları okunacağına bi' 5-10 tl verilip popüler bilim kitapları okunabilir... daha mantıklı.