bugün

Şimdi, mehdi beklentisi içerisinde olanların tamamı o mehdi geldiği zaman tüm dünyada bir huzur ve sükun havasının doğacağını söylerler. Peki, Rasûlullah SAV’in zamanındaki Arap yarımadasının çok büyük bir bölümünde böyle bir ortam oluşmuştu. Ashab döneminde de Afrika’nın kuzeyine kadar, Asya’nın içlerine kadar bir huzur ortamı meydana gelmişti ama, bütün dünyada olmadı. Peki Müslümanlar da bunu bekliyor mu acaba? Yani Kur’an’ı Kerim’de bu var mı? Gerçekten bütün dünyada bu huzur ve güven ortamı olacak mı? Şimdi bakın Enfal suresini açalım. 38-40. Ayetler. “Gul lillezîne keferû in yentehû yuğfer lehum mâ gad selef” “Şu kafirlere söyle eğer vazgeçerlerse önce yapmış oldukları bütün günahlar affedilecektir” “ve in yeûdû” “Ama kafirliklerine dönerlerse” “fegad medat sunnetul evvelîn” “Öncekilerine uygulanan kanun geçmişti biliyorsunuz, onlara da ne yapıldıysa bunlara da o yapılacaktır” Ama vazgeçerlerle bütün yaptıkları bağışlanacaktır. “Ve gâtilûhum” “O kafirlerle savaşın” Kiminle? Vazgeçmeyen, size saldıran kişiler. “hattâ lâ tekûne fitnetun” “fitne ortadan kalkıncaya kadar” Yani bu fitneden maksat şudur, bu fitne ayeti kerimede anlatılıyor. Sizinle savaşmaları, sizi öldürmeye kalkmaları, sizi ülkenizden çıkarmaları… Yani kafirin umurunda değildir, bütün Müslümanlar ölse o günü bayram ilan ederler. Şimdi bazıları yok efendim insan hakları, evrensel değerler… Kime göre kardeşim? Müslüman söz konusu olduğu zaman insan hakları ve evrensel değerler bunların yok olmasını gerektirir. Aklınızı başınıza toplayın böyle bir şey yok. Onun için işte fitne budur yani, onların bu tavırlarıdır fitne. Bunu Allah-u Teala Bakara suresinde 190-193’te anlatıyor. Burada diyor ki “Ve gâtilû fî sebîlillâhillezîne yugâtilûnekum” “Allah yolunda sizinle savaşanlarla savaşın” Savaşmayanlara bir şey yok biliyorsunuz, o Mumtahine suresinde belirtiliyor.
Kuran-ı Kerim'in üçüncü suresidir. Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i imrân” tamlamasından almıştır. Âl-i imrân, imran ailesi demektir.
görsel
görsel
Arapça birtakım sözler.

Türkleri ilgilendirmez.
görsel
https://www.youtube.com/watch?v=GZ_zANx471w
görsel
Müthiş dua ayetleri olan surelerden biridir

https://youtu.be/pn_MmPFNfBU
Bazı deyimlerin kaynağını gün yüzüne çıkaran konu.

(bkz: at gibi kadın)
Abicim algında bir sorun mu var. Ayet gayet açık. Daha arapça ekten falan söz ediyorsun.
Ayette insanlara hitap edilmiş. Ve kadın zaafı kimde var. Ve bu zaaf anılmaya değer, dikkat edilmesi, üstünde durulması gereken bir zaaf değil mi sence?
Orada tüm insanlar için zaaf olan sevgi türlerinden bahsedilmiştir sevgili okuduğunu yorumlamak konusunda başarısız arkadaşım.

Nedir o zaaflar?

erkekler için kadın zaafı, kadınlar için altın(takı) zaafı, tüm insanlar için mal mülk zaafı, güç zaafı(oğullar) gibi.

Herkes kabul edecektir ki kadınların erkek zaafı fıtratında yok iken erkekler nasıl kadın peşinde malını mülkünü, çoluğunu çocuğunu, hayatını heba edebiliyor.

Senin oyununa gelip gerçek açıkları olan günümüz hristiyanlığına saldırmayacağım. Sevgi dinine(!) inanan sen hunharca saldırmaya devam et.
Öyle değil mi ? sol framede,kadınların ayak başbarmaklarından,meme uçlarına kadar sabah akşam yorum atıyorsunuz.Ayetin doğruluğu niteliğinde
Medine'de nazil olmuştur. 200 (iki yüz) ayettir. 34-37. ayetlerde Hz. Meryem'in babasının mensup olduğu imran ailesinden söz edildiği için sure bu adı almıştır.
61.ayeti iyi okuyun.
http://www.youtube.com/watch?v=Coj4_4EEqaY
--spoiler--
O hâlde hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’ân’a) sımsıkı sarılın ve parçalanmayın!Hem Allah’ın size olan ni'metini hatırlayın! Hani (siz) (birbirinize) düşmanlar idiniz de (Allah)kalblerinizin arasını (islâm ile) birleştirdi; böylece O’nun ni'meti sâyesinde kardeşler oldunuz. Hem ateşten bir çukurun kenarında (küfür içinde) idiniz de sizi oradan kurtardı. Allah, size âyetlerini böyle açıklar, tâ ki hidâyete eresiniz.
--spoiler--

kur'an başka yol bilmeyi yasaklayan suredir.
Kur'an'ın 3. suresidir.

Medine de yazılmış olan 200 ayet'ten ibarettir. 33. ayetinde geçen imran ailesi, sureye adını vermiştir. imran ailesi, Kur'ana göre Meryem in babası olup peygamberlik ve hikmet (bilgelik) ocaklarından olan bir ailedir.

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%82l-i_imran_Suresi
eski ahit göndermeli kur an metinlerindendir. ali imran ismi, musevi kutsal figürü musa peygamberin babası amran dan alır ki amran, ibrahim torunlarındandır.

---ibrahim---
ishak---ismail
yakup
yakuptan israilin 12 oymağını oluşturacak gençler doğmuştur. birisi de, levidir.
levi
amran
musa

buna göre musa peygamber, ibrahim peygamber in torununun torunu olmaktadır.
her bilinç, ölümü (biyolojik bedensiz yaşamayı) tadacaktır! (biyolojik bedenli yaşam sonrası başlayacak olan) kıyamet süresınce yaptıklarınızın mükafatı eksiksız verılecektır. kim yanmaktan kurtarılıp cennete (boyutuna) gecırılırse o gercekten kurtulmuştur. dunya yaşamı aldatıcı (sonu pişmanlık olan) bir zevkten başka bır şey değıldır. (al-ı ımran 185)
''allah kullarını çok esirgeyicir''
''allah hesabı çok çabuk görendir''
''Allah kullarını hakkıyla görendir''
"Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz." (Al-i imran 139)
178.inkâr edenler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin, sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. biz, onlara ancak günahları artsın diye mühlet veriyoruz. onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

179.allah, pisi temizden ayırıncaya kadar mü’minleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. allah, size gaybı bildirecek de değildir. fakat allah, peygamberlerinden dilediğini seçer (gaybı ona bildirir). o hâlde, allah’a ve peygamberlerine iman edin. eğer iman eder ve allah’a karşı gelmekten sakınırsanız sizin için büyük bir mükâfat vardır.

180.allah’ın kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. hayır! o kendileri için bir şerdir. cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. göklerin ve yerin mirası allah’ındır. allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

181.allah; “şüphesiz, allah fakirdir, biz zenginiz” diyenlerin sözünü elbette duydu. onların dediklerini ve haksız yere peygamberleri öldürmelerini yazacağız ve, “tadın yangın azabını!” diyeceğiz.

182.“bu, kendi ellerinizin (önceden yapıp) gönderdiklerinin karşılığıdır.” allah, kullara asla zulmedici değildir.

183.onlar, “allah, bize, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti” dediler. de ki: “benden önce size nice peygamberler, açık belgeleri ve sizin dediğiniz şeyi getirdi. eğer doğru söyleyenler iseniz, niçin onları öldürdünüz?”

184.eğer seni yalanladılarsa, senden önce açık delilleri, hikmetli sayfaları ve aydınlatıcı kitabı getiren peygamberler de yalanlanmıştı.

185.her canlı ölümü tadacaktır. ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa, gerçekten kurtuluşa ermiştir. dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.

186.andolsun, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz. sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve allah’a ortak koşanlardan üzücü birçok söz işiteceksiniz. eğer sabreder ve allah’a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bunlar (yapmaya değer) azmi gerektiren işlerdendir.

187. hani allah, kendilerine kitap verilenlerden, “onu (kitabı) mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz” diye sağlam söz almıştı. fakat onlar verdikleri sözü, arkalarına atıp onu az bir karşılığa değiştiler. yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür!

188.ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. onlar için elem dolu bir azap vardır.

189.göklerin ve yerin hükümranlığı allah’ındır. allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

190.göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.

191. onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken allah’ı anarlar. göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “rabbimiz! bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. bizi ateş azabından koru” derler.

192.“rabbimiz! sen kimi cehennem ateşine sokarsan, onu rezil etmişsindir. zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.”

193.“rabbimiz! biz, ‘rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. rabbimiz! günahlarımızı bağışla. kötülüklerimizi ört. canımızı iyilerle beraber al.”

194.“rabbimiz! peygamberlerin aracılığı ile bize va’dettiklerini ver bize. kıyamet günü bizi rezil etme. şüphesiz sen, va’dinden dönmezsin.”

195.rableri, onlara şu karşılığı verdi: “ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. sizler birbirinizdensiniz. hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerin de andolsun, günahlarını elbette örteceğim. allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. mükâfatın en güzeli allah katındadır.”

196.kâfirlerin refah içinde diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın.

197.(onların bu refahı) az bir yararlanmadır. sonra onların barınağı cehennemdir. ne kötü bir yataktır orası!

198.fakat rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, allah katından bir konaklama yeri olarak, içinde ebedî kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler vardır. allah katında olan şeyler iyiler için daha hayırlıdır.

199.kitap ehlinden öyleleri var ki, allah’a, size indirilene ve kendilerine indirilene, allah’a derinden saygı duyarak inanırlar. allah’ın âyetlerini az bir değere satmazlar. onlar var ya, işte onların, rableri katında mükâfatları vardır. şüphesiz allah, hesabı çabuk görendir.

200.ey iman edenler! sabredin. sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. (cihat için) hazırlıklı ve uyanık olun ve allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.