bugün

düz bir beyindir. kadın beyni gibi kompleks değildir. sen aldatıldığını hatta bir kevaşe tarafından terkedildiğini bir kıza söylersen senin karizmanın hali ne olur hiç düşündün mü?

hayır şimdi ben de tüyo vermiş gibi oldum ama napalım sözlük kardeşliği.

erkekler, akıllı olun ve bırakın kızlar sizi reddedilmemiş, terkedilmemiş, aldatılmamış sansınlar.

ha adriana mı terketti seni , o zaman söyle abicim söyle, namın yürüsün.
just go with it adlı filmi izlemiş ve ciddiye almış erkeğin beynidir.

ama öte yandan aldatıldıysa bir erkek ve bunu kendisine bir malzeme olarak kullanmıyor da dürüstçe başına geleni söyleyebiliyorsa taşağı da dahil sakso çekilir arkadaş o erkeğe. kadınlarda o "6. his" olayı var ya hani, direk alıyorlar kokuyu bunevi durumlarda.

yok yani, bu adama sallamak kolay da bu adamın yaptığını yapmak zor olan. kadınlarda zoru kovalayan erkeklere biterler hacı.

hee valla bak.

tabi doğru anlamak lazım arkadaşım sırf "zor bir şey" olduğu için şehir yaşantısını "amudda" devam ettiriyordu bu uğurda. işe yaramadı tabi "manyak lan bu" dedi hangi kadınla iletişim kurmaya çalışsa.

neyse ya ben gittim,

hadi eyvallah.
pırlanta gibi bir beyindir.

tabi karşılıklı aldatınca bir pürüz olmuyor.

biz sanki ne bileyim platonik swinger çiftiydik sanki.
sahip olduğum beyindir.

-neden ? seviyorsun beğeniyorsun beni ama neden çıkmak istemiyorsun, neyden korkuyorsun ?
+bilmiyorum..
-ne yaşadın da böyle davranıyorsun..
+çok sevdim çok güvendim çok değer verdim aldatıldım. korkuyorum anlıyor musun ?

soran olursa, bağlanma korkum var dediğinde gerekçe olarak bunu söylersin.

aldatılmak aptallık değildir, karşıdakinin orospuluğu ve yeteneğidir. telefonuna gelen her mesaja baktım ayda bi numara değiştirttim, arkadaş çevresini kontrol ettim, evden alıp eve bıraktım ama aldatıldım ulan aldatıldım. bak tüm yollarını kapattım ama aldattı orospu. şimdi suç bende mi ki bunu söylemekten utanayım. aksine, aldatıldığını söylediğinde karşındaki kızın sana bakışı değişir. sevilmeyi hak ettiğini ve basit biri olmadığını anlar. ama sen anlamazsın amk salağı.
Belki bazen büyük bir itiraf ve yakınlıktır. Duygusal Çıplaklık yakalamış erkektir * sırtındaki bıçakları anlatmaktan çekinmez ve çoğu zaman bu itirafı yapan kadına duyulan nefret insanı kıskandırır öyle çok sevmiş ki bu kadar nefret duyabiliyor hala. Yaşanmış gerçek bir diyalogdan bir kesit sunalım bir de..
Erkekle kız yeni bir ilişkiye başlayacaklardır adam 2 yıldır duldur ve kıza der ki sorma neden ayrıldığımı ve sorma işimi kız o kadar sever ki bu büyük adamı belki aşk belki heves ama adam onun için mühim biri kabul eder böyle onu.
hep merak eder soramaz kafasında kurar der bulamaz aklına bile gelmez adamın aldatılmış olabileceği.
Bir gece aşk hüzün ile sevişir iken :
Adam: sana karımdan neden ayrıldığımı bu gece anlatacağım biliyorum çok merak ediyorsun.
kız: evet çok merak ediyorum artık zamanı mı?
Erkek: evet ama yorum yapmayacaksın ne onun hakkında ne olay hakkında.
kız: ( tamam diyerek başını sallar kafasında hala ihtimaller vardır )
Erkek: ben aldatıldım sırtıma tüm bıçakları yercesine aldatıldım insanlara küsüp nefret edersesine aldatıldım bir daha kimseyi sevemeyecek kadar... (böyle ağdalı cümleler kurar adam ama yüzü solgundur gözü şişelerdedir adamın. Sonra başlar anlatmaya.) Karım beni en yakın arkadaşım ile aldattı kardeşim dediğim insan ile eşimi yakaladım ve hemen boşandım bir daha ikisi ile de görüşmedim.
kız:
kız konuşmaz yorum yapılmaz kız içinden kahpe bile diyemez diğer kadına çünkü kadını sever kız adamı sever ve adamın içindeki kadın ile sever onu..
kız çok neşelidir adam bu küçük kızın enerjisine aşık olur yeniden şarkılar söylemeye başlar sohbetler hiç bitmez aşk bitmez ülkeler kurulur ütopyalarda hayatlar döner her dünya ilişkisi gibi bu da biter soğuk bir ocak sabahı. Kız buzda yürür halbuki başka buzlarda yürür haberi olmadan.. hava soğuk buzlar tehlikeli ve hayatta öyle ankarada soğuk .ankara ayaz ,ankara aşk, ankara o adam ,ankara yiten aşk ve ankara yeni hevesler ve en çok da ankara o iğrenç ocak sabahı..
kız buzda düşer.. ellerini bacaklarını buzlar keser çorabı paramparça olur ağlayamaz bile sonra bir arkadaşı koluna girer kız yürüyemez kadar kötü düşmüş arkadaşı ( Üstelik kendinden küçük bir arkadaşı nerdeyse kardeşi) onu kucağına alır. Tesadüf bu ya adam da oradan geçmektedir. insan bir kere aldatılınca hep önyargılı olur hep korkak ve hep en masum insanlara bile mesafeli güvensiz. Adam kızı o an terk eder bir ocak sabahı kız buzların kestiği elleri ile kalır ortada öylece. Adam ile geçtiği yolları geçer bu sefer acımaz ne vücudundaki ne ruhundaki yaralar. Buzda yürürken de dikkat eder artık ve nefret eder o çok sevdiği karlı ankara günlerinden ocak ayındaki tüm günlerden en çok da o 11 ocaktan. Ve adamın doğduğu 25 ocak bile sevdiremez kıza ocak ayını.
Aradan bir yıl geçer kız çok zor zamanlar geçirir o adamı unutamaz o adamla büyür günler, soğur geceler. Kız o soğuk gecelerde yanında olacak buzda yürürken elini tutacak başka bir adam bulmuştur hayat kıza açımış belki de çıkartmış işte yeni birini. Ama kızda hep ben seni aldatmadım ki ben onun gibi yapmadım diyebilme arzusu. Kız zaman zaman unutur adamı bazı bazı hatırlar sonra gene. Adam kızın karşısına tam her şey yolunda iken çıkar adam çökmüş yüzü küçülmüş, kurumuş gitmiş çökmüş resmen, kaza sonucu kaburgaları bile kırılmış bir kaza sonucu. Otururlar kızla bir yere. Adamın elinden sigara düşmez eskiden de çok içerdi adam ama şimdi daha bir çok.. adama acır kız bir zamanlar sevdiği adam bu muydu şimdi? Bir tek adamın gözleri aynı ve gülünce gözüken bozuk dişleri. Adam kıza geri döndüm der candan Erçetin yollar kıza elbette der adam elbette önce çekip gidip sonra döneceğim. Kız onu kabul edemez ki adam tekrar evleneceğim istersen biz tekrar olabiliriz der.. kız istemez adam kıza çok güzel olduğunu büyüdüğünü der. Ve gerçekten kız çok güçlüdür adama aldatmadığını da der adam biliyorum sadece benim zayıf noktamdı katlanamadım der kız bu sakat adamı artık sevmediğini anlar gene de adam hala acıtır bu mutlu kızı.
Adam gider belki de kalır kızda hep.
aradan gene 2 yıl geçer kız internet aleminde twitterda gezerken ona bakmaya karar verir ve adamın hesabı vardır adamı göremez kendi fotoğrafı yoktur adamın. Sonra yazılan yazıları okur adamın 1 ay önce evlendiğini görür nedendir bilinmez kız üzülür hani sevmiyordun der mesele sevmek değildi sevmemek de aslında kız bunu bilirdi adam güven duygusunu bilmezdi araya bir kaç kırgınlık bir kaç yılgınlık girmiştir ve yeni insanlar yeni aşklar ve ruhlar bir başkalarına karışmıştır. Kız hemen adamın yeni hayat arkadaşına bakar adamın soyadıyla bezeli hatuna bakar gözlerine takılır saçına takılır kız aylarca o fotoğrafa takılır bu kendine benzemeyen hatunun fotoğrafına.
sonra aradan bir beş ay geçer adam kızı arar:
+ SENi Özledim
- hayırlı olsun gerçekten bir ömür boyu mutlu ol, aşkınız daim olsun
+ teşekkür ederim darısı başına
- benim yaşım daha küçük daha var bana
+ olur olur o değil de xxxx de buluşalım mı?
- Hayır mutluluklar dilerim.

Kız buluşmaz kız adamı ona yazdığı şiirler ile hatırlamak ister o kız o adamı çektiği acılar ile büyütmüş iken adam onun için küçülsün istemez. Adam ara ara kızı arar konuşurlar kız dayanamaz adam Üstelik ben aramadan arama der kıza.
kız o gururunu kıran adamın değil ikinci kadını esas hatunu olmayı bile kendine yakıştıramaz dolayısıyla o adamı odasındaki kutuda ondan gelen mektuplardaki satır aralarına hapseder ve ona da hayat arkadaşı ile içten mutluluk diler.
Bir sonuca bağlayacak isek kimse masum değil aldatıldığını söyleyen erkek beyni de aldattığını söyleyen erkek beyni de.