bugün

sol görüşlerle yeni tanışmış, o görüşlerle ve görüşü ateşli bir şekilde savunan karizmatik solcu liderlerle* arasında güçlü bir duygusal bağ kurmuş, iyi niyetine, ergenliğine ve tabii ki tecrübesizliğine yenik düşen lise son, ya da üniversitenin ilk yıllarında olan kızımızın katıldığı her siyasi toplantıda konuşma yapan karizmatik lidere hayran hayran bakarken aklından geçirdiği cümledir.

işi ideoloji üretmek ya da elle tutulur başarılı bir direniş gerçekleştirmekten çok uzak olan bazı solcu gruplarda bulunan karizmatik, çok bilgili ve yakışıklı görünen, ziyadesiyle erkeksi liderler yeni gelen çıtır kadın arkadaşları örgütlemeye çalışırken illa ki onların duygularına seslenirler. zaten ortamda yeni olan ve er kişiye yüksek derecede hayranlık besleyen hatun kişi de bu karizma topu karşısında etkisizleşir ve al bu bedeni devrimci yapana kadar hırpala diye iç geçirir mütemadiyen. bu iç sesler illa ki bu konularda pek deneyimli olan er kişinin kulağına erişir ve mutlu bir birliktelik başlar. her yeri eşitsizlik kokan bu ilişkide er kişi ekstra öğretici, yol gösterici iken hatun kişi ekstra edilgen ve tabidir. genellikle oldukça kısa sürer bu tarz ilişkiler çünkü bir şekilde hatun kişiye dank eder bu işlerin yatakta öğrenilemeyeceği, kendi kendine de gayet güzel sol açılımını yapabileceği ve illa ki eşit ilişkiler içinde cinselliği yaşamanın daha keyifli olacağı... bazen de ortama yeni bir solcu olmaya hevesli çıtır hatun kişi gelir ve er kişimiz amne hizmeti sunmaktan alıkoyamaz kendisini...

bu tarz ilişkiler sol örgütlerin ve kendini solcu diye tanımlayan kişilerin hepsinin üstüne yapışır zaman içinde. dışarıdan bakan herkes solcuların tek işinin entellektüel sevişmelere yelken açmak olduğunu düşünür ki bu üstte belirtilen durumlarda doğrudur da. ancak doğru olmadığı birçok durum da mevcuttur. böyle zamanlar için de zaten asırlar öncesinden gerekli söz edilmiştir, kurunun yanında yaş da yanar...
(bkz: pencereden at beni in aşşağı tut beni) *
(bkz: v for vendetta)
beni benden alan istektir efenim...
o ne lan?
hani işin cinsel boyutunu falan sktiret de, devrimcilik sanki hırpalanmakla, ölüp ölüp gelmekle doğru orantılı olan birşeymiş gibi..
şimdi ben 19 yaşındayım. gerçek anlamda solla 16 yaşında tanışmış biri olarak, 3 senedirde aktif olarak içinde yer aldığım için açıkça söylüyorum: bir kere bile geçmedi böyle birşey aklımdan.

bende mi bir eksiklik var lan?!

o seksi, devrim ateşiyle yanan bedenlere bakıp ben neden bir kez olsun böyle bir düşünceye kapılmadım?

tanrım yoksa gizli lez miyim? yoksa saf mıyım, salak mıyım?
bu eski yazarlar gerçekten efsaneymiş..

eski sözlük galp ben..

nys, çk flsfk v fntstk br eylm.