bugün

ne ilginç bir durumdur o öyle... inanmayı reddetmekte olabilir, ya da ilk kez böyle bir durumla karşılaşma ile de olabilir, emin değilim. emin olduğum şey bazen saçma sapan şeylere ağlayanlar bile, bu nokta da kitlenebilmektedir. gerçekten çok enteresan. psikolog bulup, yakasına yapışıp sormak lazım...
--spoiler--

4 evladı aynı anda intihar eden Kahramanmaraşlı Avukat Necdet Sağocak, ne eşinin ne de çocuklarının ölümünde ağlamadığını söyledi.

--spoiler--
başıma gelen hadisedir...

içi dışı bir, mert adamdı. çocukluğumda benim yaşıma inerdi benimle futbol oynardı. beraber çok şey yaptık çok anımı paylaştım. dedeyle arkadaş gibi olabilmek paha biçilemez bir duyguymuş geri dönüp baktığımda çok rahat söyleyebiliyorum. dedemdi... bazen babamdı... bazen abim oldu, bazen arkadaşım... o her şeyi yaptı benim için. hayat felsefem onun cümleleriyle, tecrübeleriyle temellendi. daha küçücük bir çocuktum, "timsah göz yaşına acımayacaksın" derdi. aklım yeni yeni kemale ediyordu, "birinin hakkını yersen, onun hesabını sana sorarlar" diyordu. "eğer kırarsan bir kızımın kalbini, yaşayamazsın onun ahıyla" diyordu. anlamıyordum belki o zamanlar. bunun gibi pek çok şey vardı söylediği. bakıyorum geçmişe, bakıyorum geleceğe... o her şeyi yaşamış, karnı tok sırtı pek, çınar ağacıydı. o benim her şeyimdi. vefatından iki gün öncesine kadar her şey güzeldi. bir an geldi hastalandı, sonra diyalize bağlanacak dediler. ve bir telefon geldi, "yetiş deden ölüyor, son bir kez gör onu" diye... taksici basireti bağlanmış gibi bakıyordu, ayağı gaza basamıyordu sanki. bas abi bas yetiştir beni diye yırtındım. hala şaka gibi geliyordu. içeri girdiğimde verdi son nefesini dedem. buz gibi oldum. buz gibi... sanki şakaydı, biri şaka demeliydi. demedi... kimse bunun bir şaka olduğunu söylemedi. etrafımdaki herkes ağlıyordu. ben rüyada gibiydim sanki. şok anı derler onun gibi bir şeydi. dizlerimin bağı çözüldü. kilitlendim. gücüm kalmadı bedenimi taşıyacak... dizlerimin üzerine düştüm. tek kelime edemedim. dilim de tutulmuştu. tarifi imkansız o duygunun, o travmanın. ağlamak istedim, ağlamam gerekliydi, normal olan buydu, nasıl olmuyordu... ağlayamadım, ağlayamadım... belki Allah izin vermedi bana, belki de yükünü hafifleten benim safi metanetimdi.

sonuç olarak, yadırganılması insanın canını yakabilir. hiçbir şey gözüktüğü gibi değildir...