bugün
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım14
- uzağı göremeyen insan14
- bir şarkı sözü der ki11
- anın görüntüsü22
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz15
- evlilik19
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel17
- kekeme olan biri doktor olurmu9
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- icardi19058
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın8
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- boşuna yaşıyorum hissi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası31
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri19
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
engels'in diyalektik marxizm içerisinde aileyi,devleti ve özel mulkıyeti ele aldığı eser.ailenin ve özel mülkiyetin ilk ortaya çıkışını çok iyi anlatan eser, konu devlete gelince aynı zihin acıcılığı sunamıyor.engels devleti egemen sınıfların çoçuğuyumuş gibi göstermekte eserinde;''iktisadi bakımdan egemen olan ve siyasi bakımdan da egemendir.ıktidar yeni araclar kazanan sınıfındır'' demektedir.
oysa iktidar devletten bağımsız orgutlenmekte ve akmaktadır.engels'in iddiasının aksine,butun devletler belirli bir yöneten sınıfın çıkarlarına hizmet eden kurumsalaşmış bir şiddet sistemi değildir.kendileri ''yöneten bir sınıf''olan ve çıkarları verili bir toplumdaki imtiyazlı,yöneten sınıfların çıkarlarından ayrı olarak var olan,hatta onlarla çatışma içinde olan devlet örnekleri de vardır.eski dunya devlet tarafından dolandırılan,sınırlanan ve hatta yutulan imtiyazlı kapitalist sınıfların örnekleriyle doludur.sırf bu yuzden eski dünyadan kapitalist sınıf çıkamamıştırda diyebiliriz..ayrıca devlet diğer sınıfların,toprak sahibi soylular olsun,tüccarlar olsun,zannatkarlar olsun herhangi bir sınıfın gucunu de temsil etmiyordu.tamamıyla bağımsız kendi erkini inşa etmek ve korumak üzere hareket etmekteydi.helenistik dönem mısır'ındaki ptoleme devleti kendi adına iş gören bir çıkardı ve kendinden başka bir çıkarı temsil etmiyordu. aynı şekilde aztek ve inkalarda.ımparator domitianus dönemindeki roma devleti, akdeniz toplumunda hep onde yer alan toprak aristokrasi'nin çıkarlarının bile uzerine çıkarak,imparatorluk'taki birincil çıkar haline gelmişti.
gunumuzde bile bir anlamda sovyet pratiği de bunun bir örneğidir.komunist sistemin yarattığı burokratik yapılanma,komunal anlayıştan bağımsızlaşarak 70 sene boyunca tamamıyla kendi egemenliğini sürdürülür kılmaktaydı.devlet oluşumunu sadece bir sınıfın çıkarları üzerine inşa etmek,yakın dönem federaktif yapılanmalarını da açıklayamaz.abd'nin parcalı eyalet sistemi ve bunun dışında ab'nin federaktif bir yapıya devşirlmesi sermayenin ortadan kalktığı anlamına mı gelmekte? oysa iktidar daha derine inerek,kendini merkezileştirmekte sermaye'yi bağımsız kılmakta,onun dolaşımını sınırlandırmadan,kendi erkini mutlak olarak korumakta.
engels devleti açıklarken,ekonomik belirlenimcilik mitleri üzerine kurmakta.zorlama bir açıklama engels'in devlet anlayışı.devleti ekonominin çıkarlarına bağlayarak,sistemsel çözülmenin ve yaratımın tek bir merkezden gercekleştirilebileceğini ispat cabası.tamamıyla gucun tek bir sistemsel dönguden çevreye yayılması,üretilmesi ve son tahlilde baskın gelmesini anlatmakta.marxsizm kendi iç disiplinini sağlarken devleti bu anlamıyla göstermek zorunda,engels'te bunu yapmakta.erkin dağılamayacağını,merkezileşerek sınıfsal çıkara denk düşeceğini düşünmeye zorlamakta.oysa erk parcalı,dağılmış ve kendi öznesinde kendini üretmekte her bir erk.
bunun apacık örneğini 1920'lerde almanyadaki marxsistlerin uygulamasında görebiliyoruz.anti- tekel yasasının çıkarılmasına karşı olurlarken tek bir dayanakları vardı,sanayinin ve ticaretin bir kaç şirketin elinde tutulması ulkeyi planlı bir ekonomiye yaklaştırması acısından tarihsel ilericiliktir.o tarihsel ilericilikleri sanayinin, merkezi denetime tuttuğuna olan inanclarından kaynaklanmaktaydı.oysa anti tekel e karşı çıkarlarken,boşta kalan küçük burjuva nazilerden medet ummak zorunda kalıyordu.ekonomik belirlenmecilik boşa çıkmakta,devlet en guclu sermayeyi boğmakta arkasına da kuçuk burjuva ideallerini alarak.peki tekellerin gucu içerisindeki bir sarmalda hareket eden devlet nasıl olurda aynı gucu darmadağın ederek,yıkmakta..orasını'da ancak engels bilir..
oysa iktidar devletten bağımsız orgutlenmekte ve akmaktadır.engels'in iddiasının aksine,butun devletler belirli bir yöneten sınıfın çıkarlarına hizmet eden kurumsalaşmış bir şiddet sistemi değildir.kendileri ''yöneten bir sınıf''olan ve çıkarları verili bir toplumdaki imtiyazlı,yöneten sınıfların çıkarlarından ayrı olarak var olan,hatta onlarla çatışma içinde olan devlet örnekleri de vardır.eski dunya devlet tarafından dolandırılan,sınırlanan ve hatta yutulan imtiyazlı kapitalist sınıfların örnekleriyle doludur.sırf bu yuzden eski dünyadan kapitalist sınıf çıkamamıştırda diyebiliriz..ayrıca devlet diğer sınıfların,toprak sahibi soylular olsun,tüccarlar olsun,zannatkarlar olsun herhangi bir sınıfın gucunu de temsil etmiyordu.tamamıyla bağımsız kendi erkini inşa etmek ve korumak üzere hareket etmekteydi.helenistik dönem mısır'ındaki ptoleme devleti kendi adına iş gören bir çıkardı ve kendinden başka bir çıkarı temsil etmiyordu. aynı şekilde aztek ve inkalarda.ımparator domitianus dönemindeki roma devleti, akdeniz toplumunda hep onde yer alan toprak aristokrasi'nin çıkarlarının bile uzerine çıkarak,imparatorluk'taki birincil çıkar haline gelmişti.
gunumuzde bile bir anlamda sovyet pratiği de bunun bir örneğidir.komunist sistemin yarattığı burokratik yapılanma,komunal anlayıştan bağımsızlaşarak 70 sene boyunca tamamıyla kendi egemenliğini sürdürülür kılmaktaydı.devlet oluşumunu sadece bir sınıfın çıkarları üzerine inşa etmek,yakın dönem federaktif yapılanmalarını da açıklayamaz.abd'nin parcalı eyalet sistemi ve bunun dışında ab'nin federaktif bir yapıya devşirlmesi sermayenin ortadan kalktığı anlamına mı gelmekte? oysa iktidar daha derine inerek,kendini merkezileştirmekte sermaye'yi bağımsız kılmakta,onun dolaşımını sınırlandırmadan,kendi erkini mutlak olarak korumakta.
engels devleti açıklarken,ekonomik belirlenimcilik mitleri üzerine kurmakta.zorlama bir açıklama engels'in devlet anlayışı.devleti ekonominin çıkarlarına bağlayarak,sistemsel çözülmenin ve yaratımın tek bir merkezden gercekleştirilebileceğini ispat cabası.tamamıyla gucun tek bir sistemsel dönguden çevreye yayılması,üretilmesi ve son tahlilde baskın gelmesini anlatmakta.marxsizm kendi iç disiplinini sağlarken devleti bu anlamıyla göstermek zorunda,engels'te bunu yapmakta.erkin dağılamayacağını,merkezileşerek sınıfsal çıkara denk düşeceğini düşünmeye zorlamakta.oysa erk parcalı,dağılmış ve kendi öznesinde kendini üretmekte her bir erk.
bunun apacık örneğini 1920'lerde almanyadaki marxsistlerin uygulamasında görebiliyoruz.anti- tekel yasasının çıkarılmasına karşı olurlarken tek bir dayanakları vardı,sanayinin ve ticaretin bir kaç şirketin elinde tutulması ulkeyi planlı bir ekonomiye yaklaştırması acısından tarihsel ilericiliktir.o tarihsel ilericilikleri sanayinin, merkezi denetime tuttuğuna olan inanclarından kaynaklanmaktaydı.oysa anti tekel e karşı çıkarlarken,boşta kalan küçük burjuva nazilerden medet ummak zorunda kalıyordu.ekonomik belirlenmecilik boşa çıkmakta,devlet en guclu sermayeyi boğmakta arkasına da kuçuk burjuva ideallerini alarak.peki tekellerin gucu içerisindeki bir sarmalda hareket eden devlet nasıl olurda aynı gucu darmadağın ederek,yıkmakta..orasını'da ancak engels bilir..
allah. evet
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar