bugün

beş masum kısrağa tecavüz eden aygır'ın kırılma anıdır.

Ahırdan kişneme sesleri geliyordu, ahırın kapısını hışımla kırdım, heyecandan nasıl yaptığını anlayamadığım bir şekilde memelerini sıvazlıyordu, birden istekli gözlerle toynaklarıma baktı, yavaşça, onu ürkütmeden yanına yaklaştım, o kadar heyecanlıydım ki kulağına ona zarar vermeyeceğimi fısıldadım...
(bkz: ahıra da düşmüş melahat)
ahmet altan'ın "erkek, kızın memelerini hunharca kavrıyordu" sözü gibi bir ifadedir.
kapıyı aniden açtım. ahıra girdiğimde memelerini sıvazlıyordu. gözlerime inanamamıştım. resmen şok olmuştum. faruk abi köyün en delikanlı adamıydı. nasıl yapardı böyle bir şeyi? dayanamayıp sordum:

-abi ne yapıyorsun?
+oğlum süt kalmamış evde. sütsüz de uyuyamam biliyo musun.

faruk abi gözlerini üzerimde biraz gezdirdi ve ekledi:

- noldu lan sana? bembeyaz kesilmişsin.

birden rahatlamıştım. artık eve gönül rahatlığıyla gidebilirdim. ahırın kapısını açarken faruk abi'ye döndüm. "çok oyalanma abi" dedim. "sana mı soracam y.raam" dedi. güzel bir gündü.